68 - KALEM SÛRESİ (arapça) from Ahmed Hulusi on Vimeo.
بسم الله الرحمن الرحيم
B ismi Allah,Rahman'dır,Rahim'dir.
١- ن ۚ وَالْقَلَمِ وَمَا يَسْطُرُونَ
1-Nun, andolsun kaleme ve yazdıklarına ki,
٢- مَا أَنتَ بِنِعْمَةِ رَبِّكَ بِمَجْنُونٍ
2-Değilsin Sen Rabbinin nimetiyle bir deli!
٣- وَإِنَّ لَكَ لَأَجْرًا غَيْرَ مَمْنُونٍ
3- Muhakkak Senin için bir ecir vardır tükenmez..
٤- وَإِنَّكَ لَعَلَىٰ خُلُقٍ عَظِيمٍ
4-Kesinlikle Sen,yüce bir ahlak üzerindesin.
٥- فَسَتُبْصِرُ وَيُبْصِرُونَ
5-Yakında göreceksin,onlar da görecekler.
٦- بِأَييِّكُمُ الْمَفْتُونُ
6-Hanginizdeymiş o delilik?
٧- إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِالْمُهْتَدِينَ
7-Muhakkak ki Rabbin; en iyi bilendir dalalet yolundan olanı ve en iyi bilendir hidayete erenleri.
٨- فَلَا تُطِعِ الْمُكَذِّبِينَ
8-O halde,itaat etme yalanlayıcılara .
٩- وَدُّوا لَوْ تُدْهِنُ فَيُدْهِنُونَ
9- Onlar istediler ki yumuşak davranasın da onlar da sana yumuşak davransınlar.
١٠- وَلَا تُطِعْ كُلَّ حَلَّافٍ مَّهِينٍ
10-Şunların hiçbirine itaat etme: yemin edip duran, aşağılık,
١١- هَمَّازٍ مَّشَّاءٍ بِنَمِيمٍ
11-Alaycı, ayıplayan, laf taşıyan;
١٢- مَّنَّاعٍ لِّلْخَيْرِ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ
12-Hayra engel olan, saldırgan, günahkâr,
١٣- عُتُلٍّ بَعْدَ ذَٰلِكَ زَنِيمٍ
13-Kaba ve haşin, sonra da kötülükle damgalı,
١٤- أَن كَانَ ذَا مَالٍ وَبَنِينَ
14-Mal ve oğullar sahibi olmuş da ne olmuş?
١٥- إِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِ آيَاتُنَا قَالَ أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ
15- Okunduğunda âyetlerimiz ona der ki: "Eskilerin masalları"
١٦- سَنَسِمُهُ عَلَى الْخُرْطُومِ
16-Yakında damgalayacağız onu burnundan.
١٧- إِنَّا بَلَوْنَاهُمْ كَمَا بَلَوْنَا أَصْحَابَ الْجَنَّةِ إِذْ أَقْسَمُوا لَيَصْرِمُنَّهَا مُصْبِحِينَ
17- Muhakkak ki biz,bela verdik bahçe sahiblerine bela verdiğimiz gibi.O zaman,yemin etmişlerdi "mutlaka mahsülü toplayacağız sabahleyin".
١٨- وَلَا يَسْتَثْنُونَ
18- Ve istisnasız...
١٩- فَطَافَ عَلَيْهَا طَائِفٌ مِّن رَّبِّكَ وَهُمْ نَائِمُونَ
19- Dolaşıvermişti onun etrafında bir tayfun Rabbinden,onlar uyurken.
٢٠- فَأَصْبَحَتْ كَالصَّرِيمِ.
20- Böylece olmuştu simsiyah.
٢١- فَتَنَادَوْا مُصْبِحِينَ.
21-Birbirlerine seslendiler sabah olunca:
٢٢- أَنِ اغْدُوا عَلَىٰ حَرْثِكُمْ إِن كُنتُمْ صَارِمِينَ.
22-Erkenden gidin tarlanıza mahsülü devşirecekseniz..
٢٣- فَانطَلَقُوا وَهُمْ يَتَخَافَتُونَ.
23-Derken fırladılar,aralarında fısıldaşıyorlardı.
٢٤- أَن لَّا يَدْخُلَنَّهَا الْيَوْمَ عَلَيْكُم مِّسْكِينٌ
24-"Sakın sokulmasın bugün, aramıza bir yoksul."
24-"Sakın sokulmasın bugün, aramıza bir yoksul."
٢٥- وَغَدَوْا عَلَىٰ حَرْدٍ قَادِرِينَ
25- Ve erkenden gittiler engellemeye güçleri yeter halde.
٢٦- فَلَمَّا رَأَوْهَا قَالُوا إِنَّا لَضَالُّونَ
26- Fakat gördüklerinde dediler ki:"herhalde yanlış gelmişiz".
٢٧- بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ
27- "Yok,biz mahrum bırakılmışız"
٢٨- قَالَ أَوْسَطُهُمْ أَلَمْ أَقُل لَّكُمْ لَوْلَا تُسَبِّحُونَ
28- Dedi ki içlerinden en akıllısı: "Dememiş miydim,size tesbih etseydiniz."
٢٩- قَالُوا سُبْحَانَ رَبِّنَا إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ
29- Dediler: "Sübhansın Ya Rabbi! Kesinlikle zalimlermişiz!"
٣٠- فَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَلَاوَمُونَ
30-Başladılar birbirlerini kınamaya...
٣١- قَالُوا يَا وَيْلَنَا إِنَّا كُنَّا طَاغِينَ
31- Dediler: " Yazıklar olsun bize! Bizler doğrusu azgınlarmışız."
٣٢- عَسَىٰ رَبُّنَا أَن يُبْدِلَنَا خَيْرًا مِّنْهَا إِنَّا إِلَىٰ رَبِّنَا رَاغِبُونَ
32-Umulur ki Rabbimiz, onun yerine daha hayırlısını bize verir.Muhakkak ki biz Rabbimizi arzulamaktayız...
٣٣- كَذَٰلِكَ الْعَذَابُ ۖ وَلَعَذَابُ الْآخِرَةِ أَكْبَرُ ۚ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ
33- İşte böyledir azap! Elbette Ahiret Azabı daha büyüktür.Keşke bilselerdi!
٣٤- إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ عِندَ رَبِّهِمْ جَنَّاتِ النَّعِيمِ
34- Şüphesiz,müttakiler içindir Rablerinden Naim cennetleri...
٣٥- أَفَنَجْعَلُ الْمُسْلِمِينَ كَالْمُجْرِمِينَ
35-Tutar mıyız müslümanları mücrimler gibi?
٣٦- مَا لَكُمْ كَيْفَ تَحْكُمُونَ
36- Size ne oluyor? Nasıl hüküm veriyorsunuz?
٣٧- أَمْ لَكُمْ كِتَابٌ فِيهِ تَدْرُسُونَ
37-Yoksa size özel bir kitapta ders mi okuyorsunuz?
٣٨- إِنَّ لَكُمْ فِيهِ لَمَا تَخَيَّرُونَ
38-Ki ondaki keyfinize göre hükümler sizindir.
٣٩- أَمْ لَكُمْ أَيْمَانٌ عَلَيْنَا بَالِغَةٌ إِلَىٰ يَوْمِ الْقِيَامَةِ ۙ إِنَّ لَكُمْ لَمَا تَحْكُمُونَ
39-Yoksa dilediğinizi yapabilirsiniz diye kıyamete kadar geçerli, bizden alınmış bir sözünüz mü var?
٤٠- سَلْهُمْ أَيُّهُم بِذَٰلِكَ زَعِيمٌ
40-Sor onlara:Onların hangisi böyle bir şeye kefildir?
٤١- أَمْ لَهُمْ شُرَكَاءُ فَلْيَأْتُوا بِشُرَكَائِهِمْ إِن كَانُوا صَادِقِينَ
41- Yoksa onların bize eş koştukları ortakları mı var ?
Eğer sözlerine sadıklarsa getirsinler ortaklarını!
٤٢- يَوْمَ يُكْشَفُ عَن سَاقٍ وَيُدْعَوْنَ إِلَى السُّجُودِ فَلَا يَسْتَطِيعُونَ
42-O gün sırlar açılır,davet edilirler secdeye,güçleri yetmez...
٤٣- خَاشِعَةً أَبْصَارُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌ ۖ وَقَدْ كَانُوا يُدْعَوْنَ إِلَى السُّجُودِ وَهُمْ سَالِمُونَ
43-Gözleri dehşetten önlerine eğik, zillet hâlinde!
Oysa onlar akılları başlarında dünyada iken secdeye davet olunuyorlardı.
٤٤- فَذَرْنِي وَمَن يُكَذِّبُ بِهَٰذَا الْحَدِيثِ ۖ سَنَسْتَدْرِجُهُم مِّنْ حَيْثُ لَا يَعْلَمُونَ
44-Bu sözü yalanlayanları bana bırak!
Onları hiç bilmedikleri yönden aşama aşama helâka götüreceğiz!
٤٥- وَأُمْلِي لَهُمْ ۚ إِنَّ كَيْدِي مَتِينٌ
45-Mühlet veririm onlara. . . Muhakkak ki benim tuzağım çok sağlamdır!
٤٦- أَمْ تَسْأَلُهُمْ أَجْرًا فَهُم مِّن مَّغْرَمٍ مُّثْقَلُونَ
46-Yoksa onlardan istiyorsun bir ücret de ağır borçtan dolayı ezilmişler mi?
٤٧- أَمْ عِندَهُمُ الْغَيْبُ فَهُمْ يَكْتُبُونَ
47-Yoksa gayb onların indînde de, onlar mı yazıyorlar?
٤٨- فَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلَا تَكُن كَصَاحِبِ الْحُوتِ إِذْ نَادَىٰ وَهُوَ مَكْظُومٌ
48-Sabret Rabbinin hükmüne! Olma Balık Sahibi gibi! Hani dua etmişti öfkeli halde..
٤٩- لَّوْلَا أَن تَدَارَكَهُ نِعْمَةٌ مِّن رَّبِّهِ لَنُبِذَ بِالْعَرَاءِ وَهُوَ مَذْمُومٌ
49- Ona yetişmemiş olsaydı bir nimet Rabbinden,
aşağılanmış hâlde çıplak araziye atılırdı!
٥٠- فَاجْتَبَاهُ رَبُّهُ فَجَعَلَهُ مِنَ الصَّالِحِينَ
50-Onu seçti Rabbi,Onu yaptı salihlerden...
٥١- وَإِن يَكَادُ الَّذِينَ كَفَرُوا لَيُزْلِقُونَكَ بِأَبْصَارِهِمْ لَمَّا سَمِعُوا الذِّكْرَ وَيَقُولُونَ إِنَّهُ لَمَجْنُونٌ
51-Az daha seni devireceklerdi inkâr edenler gözleriyle,işittiklerinde zikri diyorlar;"O kesinlikle bir deli"
٥١- وَمَا هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَالَمِينَ
51-Oysa O,bir zikirdir alemler için.
صدق الله العظيم
Allah sözüne sadıktır ve Yücedir.