Hakka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hakka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Nisan 2022 Cuma

78- Alak Denklemi -Hakka İkrası-








 بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

Bismillahir rahmanir rahim.

İsmiyle Allah'ın Rahman'dır, Rahiym'dir.



 ١- الْحَاقَّةُ
1- El hakkah.

1- Hakka!

٢- مَا الْحَاقَّةُ
2- Mel hakkah.

2- Nedir Hakka?

٣- وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْحَاقَّةُ
3- Ve ma edrake mel hakkah.

3- Ve ne idrak edeceksin, nedir Hakka?

٤- كَذَّبَتْ ثَمُودُ وَعَادٌ بِالْقَارِعَةِ
4- Kezzebet semudu ve adun bil kariah.

4- Yalanladı Semud ve Ad çarpıcıyı!

٥- فَأَمَّا ثَمُودُ فَأُهْلِكُوا بِالطَّاغِيَةِ
5-Fe emma semudu fe uhliku bit tagıyeh.

5- Bu nedenle Semud peşinden helak edildi azgınla!

٦- وَأَمَّا عَادٌ فَأُهْلِكُوا بِرِيحٍ صَرْصَرٍ عَاتِيَةٍ
6- Ve emma adun fe uhliku bi rihın sarsarin atiyeh.

6- Ve bu nedenle Ad peşinden helak edildi asi hiddetli bir rüzgarla!

٧- سَخَّرَهَا عَلَيْهِمْ سَبْعَ لَيَالٍ وَثَمَانِيَةَ أَيَّامٍ حُسُومًا فَتَرَى الْقَوْمَ فِيهَا صَرْعَى كَأَنَّهُمْ أَعْجَازُ نَخْلٍ خَاوِيَةٍ
7- Sehhareha aleyhim seb'a leyalin ve semaniyete eyyamin husumen fe terel kavme fiha sar'a ke ennehum a'cazu nahlin haviyeh.

7- Dayattı onu onlara yedi gece ve sekiz gün kazıyarak. Artık göreceksin halkı orada nakavt olmuş, sanki onlar içi boş hurma kütükleri!

٨- فَهَلْ تَرَى لَهُم مِّن بَاقِيَةٍ
8- Fe hel tera lehum min bakıyeh.

8- Şimdi görüyor musun onlardan bir bakiye?

٩- وَجَاء فِرْعَوْنُ وَمَن قَبْلَهُ وَالْمُؤْتَفِكَاتُ بِالْخَاطِئَةِ
9- Ve cae fir'avnu ve men kablehu vel mu'tefikatu bil hatıeh.

9- Ve geldi Firavun ve ondan önceki kimseler ve alt üst olmuş şehirlere hatalarıyla!

١٠- فَعَصَوْا رَسُولَ رَبِّهِمْ فَأَخَذَهُمْ أَخْذَةً رَّابِيَةً
10- Fe asav resule rabbihim fe ehazehum ahzeten rabiyeh.

10- Hep asi oldular Rasülüne Efendileri'nin. Peşinden aldı onları aşırı bir alışla!

١١- إِنَّا لَمَّا طَغَى الْمَاء حَمَلْنَاكُمْ فِي الْجَارِيَةِ
11- İnna lemma tagal mau hamelnakum fil cariyeh.

11- Şüphesiz Biz; azdığı vakit su; taşıdık sizi akıp gidende!

١٢- لِنَجْعَلَهَا لَكُمْ تَذْكِرَةً وَتَعِيَهَا أُذُنٌ وَاعِيَةٌ
12- Li nec'aleha lekum tezkireten ve teıyeha uzunun vaıyeh.

12- Yapalım diye onu sizin için bir tezkire; hatırlatıcı ve anlasın onu anlayışlı bir kulak.

١٣- فَإِذَا نُفِخَ فِي الصُّورِ نَفْخَةٌ وَاحِدَةٌ
13- Fe iza nufiha fis suri nefhatun vahıdeh.

13- Artık ne zaman üflendiğinde Sur'a tek üflenişle!

١٤- وَحُمِلَتِ الْأَرْضُ وَالْجِبَالُ فَدُكَّتَا دَكَّةً وَاحِدَةً
14- Ve humiletil ardu vel cibalu fe dukketa dekketen vahıdeh.

14- Ve taşındığında yer ve dağlar, peşinden dümdüz edildiğinde tek düz edilişle!

١٥- فَيَوْمَئِذٍ وَقَعَتِ الْوَاقِعَةُ
15- Fe yevme izin vekaatil vakıah.

15- İşte o izin günü vuku bulacaktır vakıa!

١٦- وَانشَقَّتِ السَّمَاء فَهِيَ يَوْمَئِذٍ وَاهِيَةٌ
16- Ven şakkatis semau fe hiye yevme izin vahiyeh.

16- Ve yarılacak gök, böylece o, o izin günü dağılıp çözülecek!

١٧- وَالْمَلَكُ عَلَى أَرْجَائِهَا وَيَحْمِلُ عَرْشَ رَبِّكَ فَوْقَهُمْ يَوْمَئِذٍ ثَمَانِيَةٌ
17- Vel meleku ala ercaiha, ve yahmilu arşe rabbike fevkahum yevme izin semaniyeh.

17- Ve melek etrafında olacak ve taşıyacak Tahtını Efendi'nin -üstlerinde- o izin günü sekizin!

١٨- يَوْمَئِذٍ تُعْرَضُونَ لَا تَخْفَى مِنكُمْ خَافِيَةٌ
18- Yevme izin tu'radune la tahfa minkum hafiyeh.

18- O izin günü arz edileceksiniz -gizli kalmayacak sizden- bir giz!

١٩- فَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِيَمِينِهِ فَيَقُولُ هَاؤُمُ اقْرَؤُوا كِتَابِيهْ
19- Fe emma men utiye kitabehu bi yeminihi fe yekulu haumukreu kitabiyeh.

19- Böylece o kimseye verilince kitabı sağ eline, peşinden diyecek: "Burada! Alın okuyun kitabımı!"

٢٠- إِنِّي ظَنَنتُ أَنِّي مُلَاقٍ حِسَابِيهْ
20- İnni zanentu enniy mülakın hısabiyeh.

20- "Şüphesiz ben zannediyor idim buluşacağımı hesabıma!"

٢١- فَهُوَ فِي عِيشَةٍ رَّاضِيَةٍ
21- Fe huve fi işetin radıyeh.

21- Böylece o iaşede razı olacak!

٢٢- فِي جَنَّةٍ عَالِيَةٍ
22- Fi cennetin aliyeh.

22- Bahçede yüksekçe!

٢٣- قُطُوفُهَا دَانِيَةٌ
23- Kutufuha daniyeh.

23- Meyveleri yanında!

٢٤- كُلُوا وَاشْرَبُوا هَنِيئًا بِمَا أَسْلَفْتُمْ فِي الْأَيَّامِ الْخَالِيَةِ
24- Kulu veşrebu henien bima esleftum fil eyyamil haliyeh.

24- Yeyin ve için afiyetle önceden gönderdiklerinizden ötürü gelip geçmiş günlerde!

٢٥- وَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِشِمَالِهِ فَيَقُولُ يَا لَيْتَنِي لَمْ أُوتَ كِتَابِيهْ
25- Ve emma men utiye kitabehu bi şimalihi fe yekulu ya leyteni lem ute kitabiyeh.

25- Ve o kimseye verilince kitabı sol elinde, peşinden diyecek: "Dilerdim verilmeseydi bana kitabım!"

٢٦- وَلَمْ أَدْرِ مَا حِسَابِيهْ
26- Ve lem edri ma hısabiyeh.

26- "Ve idrak etmeseydim neymiş hesabım!"

٢٧- يَا لَيْتَهَا كَانَتِ الْقَاضِيَةَ
27- Ya leyteha kanetil kadiyeh.

27- "Ah dilerdim onu kaza edilip bitmiş!"

٢٨- مَا أَغْنَى عَنِّي مَالِيهْ
28- Ma agna anni maliyeh.

28- "Ganimet sağlamadı bana malım!"

٢٩- هَلَكَ عَنِّي سُلْطَانِيهْ
29- Heleke anni sultaniyeh.

29- "Helak oldu benden sultanlığım!"

٣٠- خُذُوهُ فَغُلُّوهُ
30- Huzuhu fe gulluh.

30- "Alın onu! Sonra kelepçeleyin!"

٣١- ثُمَّ الْجَحِيمَ صَلُّوهُ
31- Summel cahime salluh.

31- "Sonra alevli ateşe tutuşturun onu!"

٣٢- ثُمَّ فِي سِلْسِلَةٍ ذَرْعُهَا سَبْعُونَ ذِرَاعًا فَاسْلُكُوهُ
32- Summe fi silsiletin zer'uha seb'une ziraan feslukuh.

32- "Sonra zincirleyin zirası yetmiş ziraya, peşinden koyun onu!"

٣٣- إِنَّهُ كَانَ لَا يُؤْمِنُ بِاللَّهِ الْعَظِيمِ
33- İnnehu kane la yu'minu billahil azim.

33- "Şüphesiz o emin olarak inanmıyor idi Allah'a, Aziym; büyük olana!"

٣٤- وَلَا يَحُضُّ عَلَى طَعَامِ الْمِسْكِينِ
34- Ve la yahuddu ala taamil miskin.

34- "Ve içlerine bir dürtü gelip de teşvik etmiyorlar idi yedirmeye yoksulu!"

٣٥- فَلَيْسَ لَهُ الْيَوْمَ هَاهُنَا حَمِيمٌ
35- Fe leyse lehul yevme hahuna hamim.

35- "Bu yüzden yoktur onun bugün burada sıcak dostu!"

٣٦- وَلَا طَعَامٌ إِلَّا مِنْ غِسْلِينٍ
36- Ve la taamun illa min gıslin.

36- "Ve yoktur yiyeceği sadece sıvı iltihaptır!"

٣٧- لَا يَأْكُلُهُ إِلَّا الْخَاطِؤُونَ
37- La ye'kuluhu illel hatiun.

37- "Yemez onu, sadece hatalılar!"

٣٨- فَلَا أُقْسِمُ بِمَا تُبْصِرُونَ
38- Fe la uksımu bima tubsırun.

38- Artık yok! Yemin ederim gördüklerinize!

٣٩- وَمَا لَا تُبْصِرُونَ
39- Ve ma la tubsırun.

39- Ve görmediklerinize!

٤٠- إِنَّهُ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَرِيمٍ
40- İnnehu le kavlu resulun kerimin.

40- Şüphesiz O elbette sözüdür Rasül'ü Keriym; kıymetli gönderilenin!

٤١- وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَاعِرٍ قَلِيلًا مَا تُؤْمِنُونَ
41- Ve ma huve bi kavli şairin, kalilin ma tu'minun.

41- Ve değildir O sözü bir şairin! Ne de az inanıyorsunuz!

٤٢- وَلَا بِقَوْلِ كَاهِنٍ قَلِيلًا مَا تَذَكَّرُونَ
42- Ve la bi kavli kahin, kalilen ma tezekkerun.

42- Ve değildir sözü bir kahinin! Ne de az düşünüp hatırlıyorsunuz!

٤٣- تَنزِيلٌ مِّن رَّبِّ الْعَالَمِينَ
43-Tenzilun min rabbil alemin.

43- İndirilmiştir Efendisin'den Alemlerin!

٤٤- وَلَوْ تَقَوَّلَ عَلَيْنَا بَعْضَ الْأَقَاوِيلِ
44- Ve lev tekavvele aleyna ba'dal ekavil.

44- Ve eğer ağzıyla deseydi Bize bazı deyişleri!

٤٥- لَأَخَذْنَا مِنْهُ بِالْيَمِينِ
45- Le ehazna minhu bil yemin.

45- Elbette Alırdık O'ndan sağ elini!

٤٦- ثُمَّ لَقَطَعْنَا مِنْهُ الْوَتِينَ
46- Summe le kata'na minhul vetin.

46- Sonra elbette Keserdik O'ndan aortunu!

٤٧- فَمَا مِنكُم مِّنْ أَحَدٍ عَنْهُ حَاجِزِينَ
47- Fe ma minkum min ehadin anhu hacizin.

47- Böylece sizden olmaz birisi ondan engelleyecek!

٤٨- وَإِنَّهُ لَتَذْكِرَةٌ لِّلْمُتَّقِينَ
48- Ve innehu le tezkiretun lil muttekin.

48- Ve şüphesiz O elbette bir hatırlatmadır emir-yasaklara saygıyla uyan müttakiler için!

٤٩- وَإِنَّا لَنَعْلَمُ أَنَّ مِنكُم مُّكَذِّبِينَ
49- Ve inna le na'lemu enne minkum mukezzibin.

49- Ve şüphesiz Biz elbette Biliriz sizden yalanlayıcıların olduğunu!

٥٠- وَإِنَّهُ لَحَسْرَةٌ عَلَى الْكَافِرِينَ
50- Ve innehu le hasretun alel kafirin.

50- Ve şüphesiz O elbette kaybedişin iç çekişidir üzerine kafirlerin!

٥١- وَإِنَّهُ لَحَقُّ الْيَقِينِ
51- Ve innehu le hakk'ul yakin.

51- Ve şüphesiz O elbette Hakk'ul Yakiyn; gönlü yatıştıran aklı ikna eden bir gerçektir!

٥٢- فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظِيمِ
52- Fe sebbıh bismi rabbikel azim.

52- Böylece an ismiyle Efendi'nin, büyüktür!