mearic etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mearic etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Nisan 2022 Pazartesi

79- Alak Denklemi -Mearic- İkrası




 



بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

Bismillahir rahmanir rahim.

İsmiyle Allah'ın Rahman'dır, Rahiym'dir.



 ١- سَأَلَ سَائِلٌ بِعَذَابٍ وَاقِعٍ
1- Se ele sailun bi azabin vakı'n.

1- Sordu bir sorucu vuku bulacak işkenceyi!

٢- لِّلْكَافِرينَ لَيْسَ لَهُ دَافِعٌ
2- Lil kafirine leyse lehu dafi'.

2- Kafirler için yoktur onu def edecek!

٣- مِّنَ اللَّهِ ذِي الْمَعَارِجِ
3- Minallahi zil mearic.

3- Allah'tan, sahibidir yükselmelerin!

٤- تَعْرُجُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ إِلَيْهِ فِي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ
4- Ta'rucul melaiketu ver ruhu ileyhi fi yevmin kane mikdaruhu hamsine elfe seneh.

4- Yükselir Melekler ve Ruh O'na -günde- eder miktarı elli bin senedir!

٥- فَاصْبِرْ صَبْرًا جَمِيلًا
5- Fasbir sabren cemila.

5- Artık sabret; hedefe kilitlenerek dayan kararlılıkla sabrederek güzelce!

٦- إِنَّهُمْ يَرَوْنَهُ بَعِيدًا
6- İnnehum yerevnehu baida.

6- Şüphesiz onlar görüyorlar -onu- uzak!

٧- وَنَرَاهُ قَرِيبًا
7- Ve nerahu kariba.

7- ve Görüyoruz -onu- yakın!

٨- يَوْمَ تَكُونُ السَّمَاء كَالْمُهْلِ
8- Yevme tekunus semau kel muhl.

8- O gün olacak gök erimiş maden gibi!

٩- وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِ
9- Ve tekunul cibalu kel ıhn.

9- Ve olacak dağlar boyalı yün gibi!

١٠- وَلَا يَسْأَلُ حَمِيمٌ حَمِيمًا
10- Ve la yes'elu hamimun hamima.

10- Ve sormayacak sıcak dost, sıcak dostunu!

١١- يُبَصَّرُونَهُمْ يَوَدُّ الْمُجْرِمُ لَوْ يَفْتَدِي مِنْ عَذَابِ يَوْمِئِذٍ بِبَنِيهِ
11- Yubassarunehum yeveddul mucrimu lev yeftedi min azabi yevmi izin bi benih.

11- Gösterilecekler onlara! Meveddet duyarak ister suçlu -eğer fidye olarak verse işkencesinden o izin gününün- oğullarıyla!

١٢- وَصَاحِبَتِهِ وَأَخِيهِ
12- Ve sahıbetihi ve ahih.

12- Ve yaşam yoldaşını ve kardeşini!

١٣- وَفَصِيلَتِهِ الَّتِي تُؤْويهِ
13- Ve fasiletihilleti tu'vih.

13- Ve hısımlarını, o sığındıklarını!

١٤- وَمَن فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا ثُمَّ يُنجِيهِ
14- Ve men fil ardı cemi'an summe yuncih.

14- Ve kim varsa yerde topunu, sonra kurtulabilsin!

١٥- كَلَّا إِنَّهَا لَظَى
15- Kella, inneha leza.

15- Hayır! Şüphesiz o elbette gürleyen bir ateştir!

١٦- نَزَّاعَةً لِّلشَّوَى
16- Nezzaaten liş şeva.

16- Çıkaracak haşlanmış deriyi!

١٧- تَدْعُو مَنْ أَدْبَرَ وَتَوَلَّى
17- Ted'u men edbera ve tevella

17- Çağıracak kim arkasını çevirmiş ve dönüp gitmişse!

١٨- وَجَمَعَ فَأَوْعَى
18- Ve cemea fe ev'a.

18- Ve toplamış peşinden paketlemiş!

١٩- إِنَّ الْإِنسَانَ خُلِقَ هَلُوعًا
19- İnnel insane hulika helua.

19- Şüphesiz insan yaratıldı panikli!

٢٠- إِذَا مَسَّهُ الشَّرُّ جَزُوعًا
20- İza messehuş şerru cezua.

20- Ne zaman dokunur ona şerr ağlayıp sızlanır!

٢١- وَإِذَا مَسَّهُ الْخَيْرُ مَنُوعًا
21- Ve iza messehul hayru menua.

21- Ve ne zaman dokunur ona hayr mani olur!

٢٢- إِلَّا الْمُصَلِّينَ
22- İllel musallin.

22- Hariçtir Musallin; yönelip salat edenler!

٢٣- الَّذِينَ هُمْ عَلَى صَلَاتِهِمْ دَائِمُونَ
23- Ellezine hum ala salatihim daimun.

23- Ki onlar salatlarında daimdirler!

٢٤- وَالَّذِينَ فِي أَمْوَالِهِمْ حَقٌّ مَّعْلُومٌ
24- Vellezine fi emvalihim hakkun ma'lum.

24- Ve ki mallarında malum bir hakk vardır!

٢٥- لِّلسَّائِلِ وَالْمَحْرُومِ
25- Lis saili vel mahrum.

25- Soranlar ve mahrumlar için!

٢٦- وَالَّذِينَ يُصَدِّقُونَ بِيَوْمِ الدِّينِ
26- Vellezine yusaddikune bi yevmid din.

26- Ve ki doğrularlar Din; alacak-verecek Günü'nü!

٢٧- وَالَّذِينَ هُم مِّنْ عَذَابِ رَبِّهِم مُّشْفِقُونَ
27- Vellezine hum min azabi rabbihim muşfikun.

27- Ve ki onlar işkencesinden Efendileri'nin ürperirler!

٢٨- إِنَّ عَذَابَ رَبِّهِمْ غَيْرُ مَأْمُونٍ
28- İnne azabe rabbihim gayru me'mun.

28- Şüphesiz işkencesine Efendileri'nin emin olup güvende olmazlar!

٢٩- وَالَّذِينَ هُمْ لِفُرُوجِهِمْ حَافِظُونَ
29- Vellezine hum li furucihim hafizun.
 
29- Ve ki onlar bacak aralarını korurlar!

٣٠- إِلَّا عَلَى أَزْوَاجِهِمْ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُمْ فَإِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُومِينَ
30- İlla ala ezvacihim ev ma meleket eymanuhum fe innehum gayru melumin.

30- Sadece eşlerine ya da ne aldıysalar mülkiyet altına yeminleriyle böylece şüphesiz onlar kınanmazlar!

٣١- فَمَنِ ابْتَغَى وَرَاء ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْعَادُونَ
31- Fe menibtega verae zalike fe ulaike humul adun.

31- Artık kim ararsa ötesini bunun işte bunlar sınırı aşmış olanlardır!

٣٢- وَالَّذِينَ هُمْ لِأَمَانَاتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَاعُونَ
32- Vellezine hum li emanatihim ve ahdihim raun.

32-  Ve ki onlar emanetlerini; güvenliklerini ve başkalarının kendilerine güven duymasını ve ahdlerini; verdikleri sözleri koruyup güderler!

٣٣- وَالَّذِينَ هُم بِشَهَادَاتِهِمْ قَائِمُونَ
33- Vellezine hum bi şehadatihim kaimun.

33- Ve ki onlar şehadetlerine kaim; ayakta tutanlardır!

٣٤- وَالَّذِينَ هُمْ عَلَى صَلَاتِهِمْ يُحَافِظُونَ
34- Vellezine hum ala salatihim yuhafizun.

34- Ve ki onlar salatlarını; yönelişlerini korurlar!

٣٥- أُوْلَئِكَ فِي جَنَّاتٍ مُّكْرَمُونَ
35- Ulaike fi cennatin mukremun.

35- İşte bunlar bahçelerde onurlandırılırlar!

٣٦- فَمَالِ الَّذِينَ كَفَرُوا قِبَلَكَ مُهْطِعِينَ
36- Fe ma lillezine keferu kıbeleke muhtıin.

36- Artık ne için o kafirler senin önünde çevreleyerek bakıyorlar?

٣٧- عَنِ الْيَمِينِ وَعَنِ الشِّمَالِ عِزِينَ
37- Anil yemini ve aniş şimali ızin.

37- Sağdan ve soldan bölükler halinde!

٣٨- أَيَطْمَعُ كُلُّ امْرِئٍ مِّنْهُمْ أَن يُدْخَلَ جَنَّةَ نَعِيمٍ
38- E yatmeu kullumriin minhum en yudhale cennete naim.

38- Tamah mı ediyor her kişi onlardan dahil edileceğini nimet bahçesine?

٣٩- كَلَّا إِنَّا خَلَقْنَاهُم مِّمَّا يَعْلَمُونَ
39- Kella, inna halaknahum mimma ya'lemun.

39- Hayır! Şüphesiz Biz Yarattık onları -bildiklerinden-

٤٠- فَلَا أُقْسِمُ بِرَبِّ الْمَشَارِقِ وَالْمَغَارِبِ إِنَّا لَقَادِرُونَ
40- Fe la uksimu bi rabbil meşarikı vel megaribi inna le kadirun.

40- Artık yok! Yemin ederim Efendisi'ne doğuların ve batıların! Şüphesiz Biz elbette Kaadir; gücü yeteniz!

٤١- عَلَى أَن نُّبَدِّلَ خَيْرًا مِّنْهُمْ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوقِينَ
41- Ala en nubeddile hayren minhum ve ma nahnu bi mesbukin.

41- Üzerine Değiştiririz daha hayırlısını onlardan ve Biz değiliz önüne geçilen!

٤٢- فَذَرْهُمْ يَخُوضُوا وَيَلْعَبُوا حَتَّى يُلَاقُوا يَوْمَهُمُ الَّذِي يُوعَدُونَ
42- Fe zerhum yehudu ve yel'abu hatta yulaku yevme humullezi yuadun.

42- Artık bırak onları dalsınlar ve oynasınlar buluşuncalarına değin günlerine ki vaad edilmiştirler!

٤٣- يَوْمَ يَخْرُجُونَ مِنَ الْأَجْدَاثِ سِرَاعًا كَأَنَّهُمْ إِلَى نُصُبٍ يُوفِضُونَ
43- Yevme yahrucune minel ecdasi siraan ke ennehum ila nusubin yufidun.

43- O gün çıkacaklar kabirlerden serice, sanki onlar dikilmişlere koşuyorlar!

٤٤- خَاشِعَةً أَبْصَارُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌ ذَلِكَ الْيَوْمُ الَّذِي كَانُوا يُوعَدُونَ
44- Haşi'aten ebsaruhum terhekuhum zilleh, zalikel yevmullezi kanu yuadun.

44- Ürpertili gözleri, bürüyüp tüketecek onları zillet! İşte bu gündür o vaad olunduğunuz!