23 Nisan 2022 Cumartesi

82- Alak Denklemi -İnfitar- İkrası


 

 



بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

Bismillahir rahmanir rahim.

İsmiyle Allah'ın Rahman'dır, Rahiym'dir.



 ١- إِذَا السَّمَاء انفَطَرَتْ
1- İzes semaunfetaret.

1- Ne zaman gök yarılınca,

٢- وَإِذَا الْكَوَاكِبُ انتَثَرَتْ
2- Ve izel kevakibunteseret.

2- Ve ne zaman gezegenler dağıtılınca,

٣- وَإِذَا الْبِحَارُ فُجِّرَتْ
3- Ve izel biharu fucciret.

3- Ve ne zaman denizler fışkırtılınca,

٤- وَإِذَا الْقُبُورُ بُعْثِرَتْ
4- Ve izel kuburu bu'siret.

4- Ve ne zaman kabirler açılınca,

٥- عَلِمَتْ نَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ وَأَخَّرَتْ
5- Alimet nefsun ma kaddemet ve ahharet.

5- Alim olur kişi ne takdim ettiğine ve öteleyip tehir ettiğine!

٦- يَا أَيُّهَا الْإِنسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرِيمِ
6- Ya eyyuhel insanu ma garreke bi rabbikel kerim.

6- Ya ey insan! ne aldattı seni Keriym; her zaman takdire şayan yaratış yapan Asil Efendine?

٧- الَّذِي خَلَقَكَ فَسَوَّاكَ فَعَدَلَكَ
7- Ellezi halakake fe sevvake fe adelek.

7- Ki O yarattı seni, sonra seviyeledi seni sonra adaletledi seni!

٨- فِي أَيِّ صُورَةٍ مَّا شَاء رَكَّبَكَ
8- Fi eyyi suretin ma şae rekkebek.

8- Hangi surette ne istediyse üst üste birleştirip açığa çıkardı seni!

٩- كَلَّا بَلْ تُكَذِّبُونَ بِالدِّينِ
9- Kella bel tukezzibune bid din.

9- Hayır! Aksine yalanlıyorsunuz Dini!

١٠- وَإِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَافِظِينَ
10- Ve inne aleykum le hafızin.

10- Ve şüphesiz üzerinizde elbette Hafazalar!

١١- كِرَامًا كَاتِبِينَ
11- Kiramen katibin.
 
11- Şerefli katipler!

١٢- يَعْلَمُونَ مَا تَفْعَلُونَ
12- Ya'lemune ma tef'alun.

12- Bilirler ne faaliyetteyseniz!

١٣- إِنَّ الْأَبْرَارَ لَفِي نَعِيمٍ
13- İnnel ebrare lefi naim.

13- Şüphesiz iyiler elbette nimetlerdedir!

١٤- وَإِنَّ الْفُجَّارَ لَفِي جَحِيمٍ
14- Ve innel fuccare lefi cahim.

14- Ve şüphesiz perdeyi yırtan füccarlar elbette alevli ateştedir!

١٥- يَصْلَوْنَهَا يَوْمَ الدِّينِ
15- Yaslevneha yevmed din.

15- Tutuşacaklar orada din günü!

١٦- وَمَا هُمْ عَنْهَا بِغَائِبِينَ
16- Ve ma hum anha bi gaibin.

16- Ve değildir onlar ondan kaybolacak!

١٧- وَمَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ
17- Ve ma edrake ma yevmud din.

17- Ve ne idrak edeceksin nedir din günü?

١٨- ثُمَّ مَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ
18- Summe ma edrake ma yevmud din.

18- Sonra ne idrak edeceksin nedir din günü?

١٩- يَوْمَ لَا تَمْلِكُ نَفْسٌ لِّنَفْسٍ شَيْئًا وَالْأَمْرُ يَوْمَئِذٍ لِلَّهِ
19- Yevme la temliku nefsun li nefsin şey'a, vel emru yevmeizin lillah.

19- O gün malik olmaz kişi bir kişiye bir şey ve Emir izin günü Allah'ın-dır!










21 Nisan 2022 Perşembe

81- Alak Denklemi -Naziat- İkrası





بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

Bismillahir rahmanir rahim.

İsmiyle Allah'ın Rahman'dır, Rahiym'dir.



 ١- وَالنَّازِعَاتِ غَرْقًا
1- Ven naziati garka.

1- Ve çıkarıp boğanlar,

٢- وَالنَّاشِطَاتِ نَشْطًا
2- Ven naşitati neşta.

2- Ve çekerek çekenler,

٣- وَالسَّابِحَاتِ سَبْحًا
3- Ves sabihati sebha.

3- Ve yüzerek yüzenler,

٤- فَالسَّابِقَاتِ سَبْقًا
4- Fes sabikati sebka.

4- Peşinden geçerek geçenler,

٥- فَالْمُدَبِّرَاتِ أَمْرًا
5- Fel mudebbirati emra.

5- Peşinden tedbirini alanlar emrin;

٦- يَوْمَ تَرْجُفُ الرَّاجِفَةُ
6- Yevme tercufur racifeh.

6- O gün sarsar sarsarak,

٧- تَتْبَعُهَا الرَّادِفَةُ
7- Tetbeuher radifeh.

7- Tabi olur ona redifi!

٨- قُلُوبٌ يَوْمَئِذٍ وَاجِفَةٌ
8- Kulubun yevmeizin vacifeh.

8- Kalbler o izin günü çarpar,

٩- أَبْصَارُهَا خَاشِعَةٌ
9- Ebsaruha haşiah.

9- Gözleri saygıdan gelen korkuyladır,

١٠- يَقُولُونَ أَئِنَّا لَمَرْدُودُونَ فِي الْحَافِرَةِ
10- Yekulune e inna le merdudune fil hafireh.

10- Diyecekler: "Biz mi gerçekten döndürülmüş olacağız çukurda iken?"

١١- أَئِذَا كُنَّا عِظَامًا نَّخِرَةً
11- E iza kunna izamen nahıreh.

11- "Olduğumuz zaman mı çürüyüp toz olan kemikler?"

١٢- قَالُوا تِلْكَ إِذًا كَرَّةٌ خَاسِرَةٌ
12- Kalu tilke izen kerretun hasireh.

12- Diyecekler: "Bu kere o zaman kayıptır!"

١٣- فَإِنَّمَا هِيَ زَجْرَةٌ وَاحِدَةٌ
13- Fe innema hiye zecretun vahıdeh.

13- Böylece sadece -o- tek ötüştür!

١٤- فَإِذَا هُم بِالسَّاهِرَةِ
14- Fe iza hum bis sahireh.

14- Böylece o vakit onlar meydandadır!

١٥- هَلْ أتَاكَ حَدِيثُ مُوسَى
15- Hel etake hadisu musa.

15- Geldi mi Sana hadisi Musa'nın?

١٦- إِذْ نَادَاهُ رَبُّهُ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًى
16- İz nadahu rabbuhu bil vadil mukaddesi tuva.

16- Ne zaman seslendiğinde O'na Efendisi vadide, mukaddes Tuva'da!

١٧- اذْهَبْ إِلَى فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَى
17- İzheb ila fir'avne innehu taga.

17- "Git Firavun'a! Şüphesiz o azdı!"

١٨- فَقُلْ هَل لَّكَ إِلَى أَن تَزَكَّى
18- Fe kul hel leke ila en tezekka.

18- Peşinden de: "Olmaz mı sen temizlenip yükselsen?"

١٩- وَأَهْدِيَكَ إِلَى رَبِّكَ فَتَخْشَى
19- Ve ehdiyeke ila rabbike fe tahşa.

19- "Ve hidayet edeyim seni Efendine! Artık saygıdolu korkuya kapılırsın!"

٢٠- فَأَرَاهُ الْآيَةَ الْكُبْرَى
20- Fe erahul ayetel kubra.

20- Peşinden gösterdi ona ayetin büyüğünü!

٢١- فَكَذَّبَ وَعَصَى
21- Fe kezzebe ve asa.

21- Ancak yalanladı ve asi oldu!

٢٢- ثُمَّ أَدْبَرَ يَسْعَى
22- Summe edbere yes'a.

22- Sonra arkasını döndü gayret gösterdi!

٢٣- فَحَشَرَ فَنَادَى
23- Fehaşere fe nada.

23- Peşinden topladı sonra seslendi!

٢٤- فَقَالَ أَنَا رَبُّكُمُ الْأَعْلَى
24- Fe kale ene rabbukumul a'la.

24- Sonra dedi: "Ben Efendinizim, Ala; ulu, yüce olan!"

٢٥- فَأَخَذَهُ اللَّهُ نَكَالَ الْآخِرَةِ وَالْأُولَى
25- Fe ehazehullahu nekalel ahıreti vel ula.

25- Peşinden aldı onu Allah -kibrini kırıp boyunduruk altına alarak örnek kıldı- ahiret ve öncesinde!

٢٦- إِنَّ فِي ذَلِكَ لَعِبْرَةً لِّمَن يَخْشَى
26- İnne fi zalike le ıbreten li men yahşa.

26- Şüphesiz bunda elbette ibret vardır saygıdolu korkacak kimseler için!

٢٧- أَأَنتُمْ أَشَدُّ خَلْقًا أَمِ السَّمَاء بَنَاهَا
27- E entum eşeddu halkan emis sema', benaha.

27- Siz misiniz daha şedid yaratılışen yoksa gök mü? Bina etti onu!

٢٨- رَفَعَ سَمْكَهَا فَسَوَّاهَا
28- Refea semkeha fe sevvaha.

28- Yükseltti tavanını, sonra seviyeledi onu!

٢٩- وَأَغْطَشَ لَيْلَهَا وَأَخْرَجَ ضُحَاهَا
29- Ve agtaşe leyleha ve ahrece duhaha.

29- Ve kararttı gecesini ve çıkardı kuşluğunu!

٣٠- وَالْأَرْضَ بَعْدَ ذَلِكَ دَحَاهَا
30- Vel arda ba'de zalike dehaha.

30- Ve yeri bundan sonra evirip çevirdi!

٣١- أَخْرَجَ مِنْهَا مَاءهَا وَمَرْعَاهَا
31- Ahrece minha maeha ve mer'aha.

31- Çıkardı -ondan- suyunu ve merasını!

٣٢- وَالْجِبَالَ أَرْسَاهَا
32- Vel cibale ersaha.

32- Ve dağları demirletti orada!

٣٣- مَتَاعًا لَّكُمْ وَلِأَنْعَامِكُمْ
33- Metaan lekum ve li en amikum.

33- Metadır sizin için ve enamınız için!

٣٤- فَإِذَا جَاءتِ الطَّامَّةُ الْكُبْرَى
34- Fe iza caetit tammetul kubra.

34- Böylece ne zaman geldiğinde okyanus misali kapsayıcı büyük;

٣٥- يَوْمَ يَتَذَكَّرُ الْإِنسَانُ مَا سَعَى
35- Yevme yetezekkerul insanu ma sea.

35- O gün hatırlayacak insan neye gayret ettiğini!

٣٦- وَبُرِّزَتِ الْجَحِيمُ لِمَن يَرَى
36- Ve burrizetil cahimu li men yera.

36- Ve bariz olacak alevli ateş görecek kimse için;

٣٧- فَأَمَّا مَن طَغَى
37- Fe emma men taga.

37- Artık, ama kim azdıysa,

٣٨- وَآثَرَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا
38- Ve aserel hayated dunya.

38- Ve tercih ettiyse dünya hayatını,

٣٩- فَإِنَّ الْجَحِيمَ هِيَ الْمَأْوَى
39- Fe innel cahime hiyel me'va.

39- Böylece şüphesiz alevli ateştir o varışı!

٤٠- وَأَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوَى
40- Ve emma men hafe makame rabbihi ve nehennefse anil heva.

40- Ve ama kim korku duyarsa Makam'ına Efendisi'nin ve yasaklarsa kendisini hevadan!

٤١- فَإِنَّ الْجَنَّةَ هِيَ الْمَأْوَى
41- Fe innel cennete hiyel me'va.

41- Böylece şüphesiz cennettir o varışı!

٤٢- يَسْأَلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ أَيَّانَ مُرْسَاهَا
42- Yes'eluneke anis saati eyyane mursaha.

42- Soruyorlar Sana -hakkında Saat'in- ne zamandır demirlemesi?

٤٣- فِيمَ أَنتَ مِن ذِكْرَاهَا
43- Fime ente min zikraha.

43- Ne konuda Sen -ondan bahsedebilirsin-!

٤٤- إِلَى رَبِّكَ مُنتَهَاهَا
44- İla rabbike muntehaha.

44-  Efendine'dir sınırı!

٤٥- إِنَّمَا أَنتَ مُنذِرُ مَن يَخْشَاهَا
45- İnnema ente munziru men yahşaha.

45- Sadece Sen bir Uyarıcısın, kim saygı duyup korkarsa ona!

٤٦- كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُوا إِلَّا عَشِيَّةً أَوْ ضُحَاهَا
46- Ke ennehum yevme yerevneha lem yelbesu illa aşiyyeten ev duhaha.

46- Sanki şöyledir onlar; o gün görürler onu -kalmadılar sadece akşamleyin veya kuşlukleyin-


17 Nisan 2022 Pazar

80- Alak Denklemi -Nebe- İkrası







 


بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

Bismillahir rahmanir rahim.

İsmiyle Allah'ın Rahman'dır, Rahiym'dir.



 ١عَمَّ يَتَسَاءلُونَ 
1- Amme yetesaelun.

1- Ne konuda soruşuyorlar? 

٢- عَنِ النَّبَإِ الْعَظِيمِ
2- Anin nebeil azim.

2- Hakkında Büyük Haberin!

٣- الَّذِي هُمْ فِيهِ مُخْتَلِفُونَ
3- Ellezi hum fihi muhtelifun.

3- Ki onlar onda muhteliftirler!

٤- كَلَّا سَيَعْلَمُونَ
4- Kella se ya'lemun.

4- Hayır! Yakında bilecekler!

٥- ثُمَّ كَلَّا سَيَعْلَمُونَ
5- Summe kella se ya'lemun.

5- Sonra Hayır! Yakında bilecekler!

٦- أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ مِهَادًا
6- E lem nec'alil arda mihada.

6- Yapmadık mı yeri beşik?

٧- وَالْجِبَالَ أَوْتَادًا
7- Vel cibale evtada.

7- Ve dağları kazık?

٨- وَخَلَقْنَاكُمْ أَزْوَاجًا
8- Ve halaknakum ezvaca.

8- Ve Yarattık sizi eşler!

٩- وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتًا
9- Ve cealna nevmekum subata.

9- Ve Yaptık uykunuzu dinlenme!

١٠- وَجَعَلْنَا اللَّيْلَ لِبَاسًا
10- Ve cealnel leyle libasa.

10- Ve yaptık geceyi elbise!

١١- وَجَعَلْنَا النَّهَارَ مَعَاشًا
11- Ve cealnen nehare meaşa.

11- Ve Yaptık gündüzü geçinme!

١٢- وَبَنَيْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعًا شِدَادًا
12- Ve beneyna fevkakum seb'an şidada.

12- Ve bina yaptık üstünüzde yedi şiddetliyi!

١٣- وَجَعَلْنَا سِرَاجًا وَهَّاجًا
13- Ve cealna siracen vehhaca.

13- Ve Yaptık bir lamba ısıtıcı parıldayan!

١٤- وَأَنزَلْنَا مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَاء ثَجَّاجًا
14- Ve enzelna minel mu'sırati maen seccaca.

14- Ve indirdik sıkışandan suyu şarıldayan!

١٥- لِنُخْرِجَ بِهِ حَبًّا وَنَبَاتًا
15- Li nuhrice bihi habben ve nebata.

15- Çıkaralım diye -onunla- taneyi ve bitkiyi!

١٦- وَجَنَّاتٍ أَلْفَافًا
16- Ve cennatin elfafa.

16- Ve bahçeler dolanmış!

١٧- إِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ كَانَ مِيقَاتًا
17- İnne yevmel faslı kane mikata.

17- Şüphesiz Ayrılma Günü randevusu oluşturulmuştur!

١٨- يَوْمَ يُنفَخُ فِي الصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا
18- Yevme yunfehu fis suri fe te'tune efvaca.

18- O gün üflenilecek Sura, peşinden geleceksiniz bölükler halinde!

١٩- وَفُتِحَتِ السَّمَاء فَكَانَتْ أَبْوَابًا
19- Ve futihatis semau fe kanet ebvaba.

19- Ve açılmıştır gök, peşinden belirmiştir kapılar!

٢٠- وَسُيِّرَتِ الْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا
20- Ve suyyiretil cibalu fe kanet seraba.

20- Ve yürütülmüştür dağlar, peşinden gözden kaybolup gitmiş oluvermiştir bir serap!

٢١- إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًا
21- İnne cehenneme kanet mirsada.

21- Şüphesiz cehennem olmuştur gözetleme yeri!

٢٢- لِلْطَّاغِينَ مَآبًا
22- Lit tagine meaba.

22- Azgınlar için varılacak yerdir!

٢٣- لَابِثِينَ فِيهَا أَحْقَابًا
23- Labisine fiha ahkaba.

23- Kalacaklar orada epey!

٢٤- لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرْدًا وَلَا شَرَابًا
24- La yezukune fiha berden ve la şeraba.

24- Tatmayacaklar orada serinlik ve de içecek!

٢٥- إِلَّا حَمِيمًا وَغَسَّاقًا
25- İlla hamimen ve gassaka.

25- Sadece kaynar su ve is!

٢٦- جَزَاء وِفَاقًا
26- Cezaen vifaka.

26- Ceza yerindedir!

٢٧- إِنَّهُمْ كَانُوا لَا يَرْجُونَ حِسَابًا
27- İnnehum kanu la yercune hısaba.

27- Şüphesiz onlar beklemiyor idiler hesabı!

٢٨- وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كِذَّابًا
28- Ve kezzebu bi ayatina kizzaba.

28- Ve yalanladılar -Ayetlerimizi- yalanlayarak!

٢٩- وَكُلَّ شَيْءٍ أَحْصَيْنَاهُ كِتَابًا
29- Ve kulle şey'in ahsaynahu kitaba.

29- Ve her şeyyi; olanı biteni Saydık kitablaştırdık!

٣٠- فَذُوقُوا فَلَن نَّزِيدَكُمْ إِلَّا عَذَابًا
30- Fe zuku felen nezidekum illa azaba.

30- Şimdi tadın! Böylece asla artırmayacağız size, sadece işkenceyi!

٣١- إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ مَفَازًا
31- İnne lil muttekine mefaza.

31- Şüphesiz emir-yasaklara saygıyla uyan müttakiler içindir zafer!

٣٢- حَدَائِقَ وَأَعْنَابًا
32- Hadaika ve a'naba.

32- Sulu araziler ve üzüm bağları...

٣٣- وَكَوَاعِبَ أَتْرَابًا
33- Ve kevaıbe etraba.

33- Ve yumrular dizeli!

٣٤- وَكَأْسًا دِهَاقًا
34- Ve ke'sen dihaka.

34- Ve kaseler dolu!

٣٥- لَّا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا كِذَّابًا
35- La yes'meune fiha lagven ve la kizzaba.

35- Duymazlar -orada- gereksiz söz ve de yalan!

٣٦- جَزَاء مِّن رَّبِّكَ عَطَاء حِسَابًا
36- Cezaen min rabbike ataen hısaba.

36- Ceza olarak Efendin'den bir vergi hesaba!

٣٧- رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الرحْمَنِ لَا يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَابًا
37- Rabbis semavati vel ardı ve ma beynehumer rahmani la yemlikune minhu hitaba.

37- Efendisi'dir göklerin ve yerin ve ne varsa aralarında, Rahman; iyilik, güzellik, merhametlidir! Malik değildirler -O'ndan- hitaba!

٣٨- يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلَائِكَةُ صَفًّا لَّا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرحْمَنُ وَقَالَ صَوَابًا
38- Yevme yekumur ruhu vel melaiketu saffa, la yetekellemune illa men ezine lehur rahmanu ve kale sevaba.

38- O gün ayağa kalkacaktır Ruh ve Melekler saflıca! Konuşamayacaklar, hariçtir kime izin verdiyse -ona- Rahman ve diyecek isabetli olanı!

٣٩- ذَلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّ فَمَن شَاء اتَّخَذَ إِلَى رَبِّهِ مَآبًا
39- Zalikel yevmul hakk, femen şaettehaze ila rabbihi meaba.

39- İşte bu gün -hakk-tır! Artık kim isterse edinsin Efendisi'ne bir varış!

٤٠- إِنَّا أَنذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا يَوْمَ يَنظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَنِي كُنتُ تُرَابًا
40- İnna enzernakum azaben kariba, yevme yenzurul mer'u ma kaddemet yedahu ve yekulul kafiru ya leyteni kuntu turaba.

40- Şüphesiz Biz uyardık sizi yakın bir işkenceyle! O gün bakacak kişi -neyi gönderdiyse önceden elleriyle- ve diyecek kafir; bu ana kavuşacağına inanmayan: "Dilerdim toprak olmayı!"

















11 Nisan 2022 Pazartesi

79- Alak Denklemi -Mearic- İkrası




 



بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

Bismillahir rahmanir rahim.

İsmiyle Allah'ın Rahman'dır, Rahiym'dir.



 ١- سَأَلَ سَائِلٌ بِعَذَابٍ وَاقِعٍ
1- Se ele sailun bi azabin vakı'n.

1- Sordu bir sorucu vuku bulacak işkenceyi!

٢- لِّلْكَافِرينَ لَيْسَ لَهُ دَافِعٌ
2- Lil kafirine leyse lehu dafi'.

2- Kafirler için yoktur onu def edecek!

٣- مِّنَ اللَّهِ ذِي الْمَعَارِجِ
3- Minallahi zil mearic.

3- Allah'tan, sahibidir yükselmelerin!

٤- تَعْرُجُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ إِلَيْهِ فِي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ
4- Ta'rucul melaiketu ver ruhu ileyhi fi yevmin kane mikdaruhu hamsine elfe seneh.

4- Yükselir Melekler ve Ruh O'na -günde- eder miktarı elli bin senedir!

٥- فَاصْبِرْ صَبْرًا جَمِيلًا
5- Fasbir sabren cemila.

5- Artık sabret; hedefe kilitlenerek dayan kararlılıkla sabrederek güzelce!

٦- إِنَّهُمْ يَرَوْنَهُ بَعِيدًا
6- İnnehum yerevnehu baida.

6- Şüphesiz onlar görüyorlar -onu- uzak!

٧- وَنَرَاهُ قَرِيبًا
7- Ve nerahu kariba.

7- ve Görüyoruz -onu- yakın!

٨- يَوْمَ تَكُونُ السَّمَاء كَالْمُهْلِ
8- Yevme tekunus semau kel muhl.

8- O gün olacak gök erimiş maden gibi!

٩- وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِ
9- Ve tekunul cibalu kel ıhn.

9- Ve olacak dağlar boyalı yün gibi!

١٠- وَلَا يَسْأَلُ حَمِيمٌ حَمِيمًا
10- Ve la yes'elu hamimun hamima.

10- Ve sormayacak sıcak dost, sıcak dostunu!

١١- يُبَصَّرُونَهُمْ يَوَدُّ الْمُجْرِمُ لَوْ يَفْتَدِي مِنْ عَذَابِ يَوْمِئِذٍ بِبَنِيهِ
11- Yubassarunehum yeveddul mucrimu lev yeftedi min azabi yevmi izin bi benih.

11- Gösterilecekler onlara! Meveddet duyarak ister suçlu -eğer fidye olarak verse işkencesinden o izin gününün- oğullarıyla!

١٢- وَصَاحِبَتِهِ وَأَخِيهِ
12- Ve sahıbetihi ve ahih.

12- Ve yaşam yoldaşını ve kardeşini!

١٣- وَفَصِيلَتِهِ الَّتِي تُؤْويهِ
13- Ve fasiletihilleti tu'vih.

13- Ve hısımlarını, o sığındıklarını!

١٤- وَمَن فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا ثُمَّ يُنجِيهِ
14- Ve men fil ardı cemi'an summe yuncih.

14- Ve kim varsa yerde topunu, sonra kurtulabilsin!

١٥- كَلَّا إِنَّهَا لَظَى
15- Kella, inneha leza.

15- Hayır! Şüphesiz o elbette gürleyen bir ateştir!

١٦- نَزَّاعَةً لِّلشَّوَى
16- Nezzaaten liş şeva.

16- Çıkaracak haşlanmış deriyi!

١٧- تَدْعُو مَنْ أَدْبَرَ وَتَوَلَّى
17- Ted'u men edbera ve tevella

17- Çağıracak kim arkasını çevirmiş ve dönüp gitmişse!

١٨- وَجَمَعَ فَأَوْعَى
18- Ve cemea fe ev'a.

18- Ve toplamış peşinden paketlemiş!

١٩- إِنَّ الْإِنسَانَ خُلِقَ هَلُوعًا
19- İnnel insane hulika helua.

19- Şüphesiz insan yaratıldı panikli!

٢٠- إِذَا مَسَّهُ الشَّرُّ جَزُوعًا
20- İza messehuş şerru cezua.

20- Ne zaman dokunur ona şerr ağlayıp sızlanır!

٢١- وَإِذَا مَسَّهُ الْخَيْرُ مَنُوعًا
21- Ve iza messehul hayru menua.

21- Ve ne zaman dokunur ona hayr mani olur!

٢٢- إِلَّا الْمُصَلِّينَ
22- İllel musallin.

22- Hariçtir Musallin; yönelip salat edenler!

٢٣- الَّذِينَ هُمْ عَلَى صَلَاتِهِمْ دَائِمُونَ
23- Ellezine hum ala salatihim daimun.

23- Ki onlar salatlarında daimdirler!

٢٤- وَالَّذِينَ فِي أَمْوَالِهِمْ حَقٌّ مَّعْلُومٌ
24- Vellezine fi emvalihim hakkun ma'lum.

24- Ve ki mallarında malum bir hakk vardır!

٢٥- لِّلسَّائِلِ وَالْمَحْرُومِ
25- Lis saili vel mahrum.

25- Soranlar ve mahrumlar için!

٢٦- وَالَّذِينَ يُصَدِّقُونَ بِيَوْمِ الدِّينِ
26- Vellezine yusaddikune bi yevmid din.

26- Ve ki doğrularlar Din; alacak-verecek Günü'nü!

٢٧- وَالَّذِينَ هُم مِّنْ عَذَابِ رَبِّهِم مُّشْفِقُونَ
27- Vellezine hum min azabi rabbihim muşfikun.

27- Ve ki onlar işkencesinden Efendileri'nin ürperirler!

٢٨- إِنَّ عَذَابَ رَبِّهِمْ غَيْرُ مَأْمُونٍ
28- İnne azabe rabbihim gayru me'mun.

28- Şüphesiz işkencesine Efendileri'nin emin olup güvende olmazlar!

٢٩- وَالَّذِينَ هُمْ لِفُرُوجِهِمْ حَافِظُونَ
29- Vellezine hum li furucihim hafizun.
 
29- Ve ki onlar bacak aralarını korurlar!

٣٠- إِلَّا عَلَى أَزْوَاجِهِمْ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُمْ فَإِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُومِينَ
30- İlla ala ezvacihim ev ma meleket eymanuhum fe innehum gayru melumin.

30- Sadece eşlerine ya da ne aldıysalar mülkiyet altına yeminleriyle böylece şüphesiz onlar kınanmazlar!

٣١- فَمَنِ ابْتَغَى وَرَاء ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْعَادُونَ
31- Fe menibtega verae zalike fe ulaike humul adun.

31- Artık kim ararsa ötesini bunun işte bunlar sınırı aşmış olanlardır!

٣٢- وَالَّذِينَ هُمْ لِأَمَانَاتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَاعُونَ
32- Vellezine hum li emanatihim ve ahdihim raun.

32-  Ve ki onlar emanetlerini; güvenliklerini ve başkalarının kendilerine güven duymasını ve ahdlerini; verdikleri sözleri koruyup güderler!

٣٣- وَالَّذِينَ هُم بِشَهَادَاتِهِمْ قَائِمُونَ
33- Vellezine hum bi şehadatihim kaimun.

33- Ve ki onlar şehadetlerine kaim; ayakta tutanlardır!

٣٤- وَالَّذِينَ هُمْ عَلَى صَلَاتِهِمْ يُحَافِظُونَ
34- Vellezine hum ala salatihim yuhafizun.

34- Ve ki onlar salatlarını; yönelişlerini korurlar!

٣٥- أُوْلَئِكَ فِي جَنَّاتٍ مُّكْرَمُونَ
35- Ulaike fi cennatin mukremun.

35- İşte bunlar bahçelerde onurlandırılırlar!

٣٦- فَمَالِ الَّذِينَ كَفَرُوا قِبَلَكَ مُهْطِعِينَ
36- Fe ma lillezine keferu kıbeleke muhtıin.

36- Artık ne için o kafirler senin önünde çevreleyerek bakıyorlar?

٣٧- عَنِ الْيَمِينِ وَعَنِ الشِّمَالِ عِزِينَ
37- Anil yemini ve aniş şimali ızin.

37- Sağdan ve soldan bölükler halinde!

٣٨- أَيَطْمَعُ كُلُّ امْرِئٍ مِّنْهُمْ أَن يُدْخَلَ جَنَّةَ نَعِيمٍ
38- E yatmeu kullumriin minhum en yudhale cennete naim.

38- Tamah mı ediyor her kişi onlardan dahil edileceğini nimet bahçesine?

٣٩- كَلَّا إِنَّا خَلَقْنَاهُم مِّمَّا يَعْلَمُونَ
39- Kella, inna halaknahum mimma ya'lemun.

39- Hayır! Şüphesiz Biz Yarattık onları -bildiklerinden-

٤٠- فَلَا أُقْسِمُ بِرَبِّ الْمَشَارِقِ وَالْمَغَارِبِ إِنَّا لَقَادِرُونَ
40- Fe la uksimu bi rabbil meşarikı vel megaribi inna le kadirun.

40- Artık yok! Yemin ederim Efendisi'ne doğuların ve batıların! Şüphesiz Biz elbette Kaadir; gücü yeteniz!

٤١- عَلَى أَن نُّبَدِّلَ خَيْرًا مِّنْهُمْ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوقِينَ
41- Ala en nubeddile hayren minhum ve ma nahnu bi mesbukin.

41- Üzerine Değiştiririz daha hayırlısını onlardan ve Biz değiliz önüne geçilen!

٤٢- فَذَرْهُمْ يَخُوضُوا وَيَلْعَبُوا حَتَّى يُلَاقُوا يَوْمَهُمُ الَّذِي يُوعَدُونَ
42- Fe zerhum yehudu ve yel'abu hatta yulaku yevme humullezi yuadun.

42- Artık bırak onları dalsınlar ve oynasınlar buluşuncalarına değin günlerine ki vaad edilmiştirler!

٤٣- يَوْمَ يَخْرُجُونَ مِنَ الْأَجْدَاثِ سِرَاعًا كَأَنَّهُمْ إِلَى نُصُبٍ يُوفِضُونَ
43- Yevme yahrucune minel ecdasi siraan ke ennehum ila nusubin yufidun.

43- O gün çıkacaklar kabirlerden serice, sanki onlar dikilmişlere koşuyorlar!

٤٤- خَاشِعَةً أَبْصَارُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌ ذَلِكَ الْيَوْمُ الَّذِي كَانُوا يُوعَدُونَ
44- Haşi'aten ebsaruhum terhekuhum zilleh, zalikel yevmullezi kanu yuadun.

44- Ürpertili gözleri, bürüyüp tüketecek onları zillet! İşte bu gündür o vaad olunduğunuz!




8 Nisan 2022 Cuma

78- Alak Denklemi -Hakka İkrası-








 بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

Bismillahir rahmanir rahim.

İsmiyle Allah'ın Rahman'dır, Rahiym'dir.



 ١- الْحَاقَّةُ
1- El hakkah.

1- Hakka!

٢- مَا الْحَاقَّةُ
2- Mel hakkah.

2- Nedir Hakka?

٣- وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْحَاقَّةُ
3- Ve ma edrake mel hakkah.

3- Ve ne idrak edeceksin, nedir Hakka?

٤- كَذَّبَتْ ثَمُودُ وَعَادٌ بِالْقَارِعَةِ
4- Kezzebet semudu ve adun bil kariah.

4- Yalanladı Semud ve Ad çarpıcıyı!

٥- فَأَمَّا ثَمُودُ فَأُهْلِكُوا بِالطَّاغِيَةِ
5-Fe emma semudu fe uhliku bit tagıyeh.

5- Bu nedenle Semud peşinden helak edildi azgınla!

٦- وَأَمَّا عَادٌ فَأُهْلِكُوا بِرِيحٍ صَرْصَرٍ عَاتِيَةٍ
6- Ve emma adun fe uhliku bi rihın sarsarin atiyeh.

6- Ve bu nedenle Ad peşinden helak edildi asi hiddetli bir rüzgarla!

٧- سَخَّرَهَا عَلَيْهِمْ سَبْعَ لَيَالٍ وَثَمَانِيَةَ أَيَّامٍ حُسُومًا فَتَرَى الْقَوْمَ فِيهَا صَرْعَى كَأَنَّهُمْ أَعْجَازُ نَخْلٍ خَاوِيَةٍ
7- Sehhareha aleyhim seb'a leyalin ve semaniyete eyyamin husumen fe terel kavme fiha sar'a ke ennehum a'cazu nahlin haviyeh.

7- Dayattı onu onlara yedi gece ve sekiz gün kazıyarak. Artık göreceksin halkı orada nakavt olmuş, sanki onlar içi boş hurma kütükleri!

٨- فَهَلْ تَرَى لَهُم مِّن بَاقِيَةٍ
8- Fe hel tera lehum min bakıyeh.

8- Şimdi görüyor musun onlardan bir bakiye?

٩- وَجَاء فِرْعَوْنُ وَمَن قَبْلَهُ وَالْمُؤْتَفِكَاتُ بِالْخَاطِئَةِ
9- Ve cae fir'avnu ve men kablehu vel mu'tefikatu bil hatıeh.

9- Ve geldi Firavun ve ondan önceki kimseler ve alt üst olmuş şehirlere hatalarıyla!

١٠- فَعَصَوْا رَسُولَ رَبِّهِمْ فَأَخَذَهُمْ أَخْذَةً رَّابِيَةً
10- Fe asav resule rabbihim fe ehazehum ahzeten rabiyeh.

10- Hep asi oldular Rasülüne Efendileri'nin. Peşinden aldı onları aşırı bir alışla!

١١- إِنَّا لَمَّا طَغَى الْمَاء حَمَلْنَاكُمْ فِي الْجَارِيَةِ
11- İnna lemma tagal mau hamelnakum fil cariyeh.

11- Şüphesiz Biz; azdığı vakit su; taşıdık sizi akıp gidende!

١٢- لِنَجْعَلَهَا لَكُمْ تَذْكِرَةً وَتَعِيَهَا أُذُنٌ وَاعِيَةٌ
12- Li nec'aleha lekum tezkireten ve teıyeha uzunun vaıyeh.

12- Yapalım diye onu sizin için bir tezkire; hatırlatıcı ve anlasın onu anlayışlı bir kulak.

١٣- فَإِذَا نُفِخَ فِي الصُّورِ نَفْخَةٌ وَاحِدَةٌ
13- Fe iza nufiha fis suri nefhatun vahıdeh.

13- Artık ne zaman üflendiğinde Sur'a tek üflenişle!

١٤- وَحُمِلَتِ الْأَرْضُ وَالْجِبَالُ فَدُكَّتَا دَكَّةً وَاحِدَةً
14- Ve humiletil ardu vel cibalu fe dukketa dekketen vahıdeh.

14- Ve taşındığında yer ve dağlar, peşinden dümdüz edildiğinde tek düz edilişle!

١٥- فَيَوْمَئِذٍ وَقَعَتِ الْوَاقِعَةُ
15- Fe yevme izin vekaatil vakıah.

15- İşte o izin günü vuku bulacaktır vakıa!

١٦- وَانشَقَّتِ السَّمَاء فَهِيَ يَوْمَئِذٍ وَاهِيَةٌ
16- Ven şakkatis semau fe hiye yevme izin vahiyeh.

16- Ve yarılacak gök, böylece o, o izin günü dağılıp çözülecek!

١٧- وَالْمَلَكُ عَلَى أَرْجَائِهَا وَيَحْمِلُ عَرْشَ رَبِّكَ فَوْقَهُمْ يَوْمَئِذٍ ثَمَانِيَةٌ
17- Vel meleku ala ercaiha, ve yahmilu arşe rabbike fevkahum yevme izin semaniyeh.

17- Ve melek etrafında olacak ve taşıyacak Tahtını Efendi'nin -üstlerinde- o izin günü sekizin!

١٨- يَوْمَئِذٍ تُعْرَضُونَ لَا تَخْفَى مِنكُمْ خَافِيَةٌ
18- Yevme izin tu'radune la tahfa minkum hafiyeh.

18- O izin günü arz edileceksiniz -gizli kalmayacak sizden- bir giz!

١٩- فَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِيَمِينِهِ فَيَقُولُ هَاؤُمُ اقْرَؤُوا كِتَابِيهْ
19- Fe emma men utiye kitabehu bi yeminihi fe yekulu haumukreu kitabiyeh.

19- Böylece o kimseye verilince kitabı sağ eline, peşinden diyecek: "Burada! Alın okuyun kitabımı!"

٢٠- إِنِّي ظَنَنتُ أَنِّي مُلَاقٍ حِسَابِيهْ
20- İnni zanentu enniy mülakın hısabiyeh.

20- "Şüphesiz ben zannediyor idim buluşacağımı hesabıma!"

٢١- فَهُوَ فِي عِيشَةٍ رَّاضِيَةٍ
21- Fe huve fi işetin radıyeh.

21- Böylece o iaşede razı olacak!

٢٢- فِي جَنَّةٍ عَالِيَةٍ
22- Fi cennetin aliyeh.

22- Bahçede yüksekçe!

٢٣- قُطُوفُهَا دَانِيَةٌ
23- Kutufuha daniyeh.

23- Meyveleri yanında!

٢٤- كُلُوا وَاشْرَبُوا هَنِيئًا بِمَا أَسْلَفْتُمْ فِي الْأَيَّامِ الْخَالِيَةِ
24- Kulu veşrebu henien bima esleftum fil eyyamil haliyeh.

24- Yeyin ve için afiyetle önceden gönderdiklerinizden ötürü gelip geçmiş günlerde!

٢٥- وَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِشِمَالِهِ فَيَقُولُ يَا لَيْتَنِي لَمْ أُوتَ كِتَابِيهْ
25- Ve emma men utiye kitabehu bi şimalihi fe yekulu ya leyteni lem ute kitabiyeh.

25- Ve o kimseye verilince kitabı sol elinde, peşinden diyecek: "Dilerdim verilmeseydi bana kitabım!"

٢٦- وَلَمْ أَدْرِ مَا حِسَابِيهْ
26- Ve lem edri ma hısabiyeh.

26- "Ve idrak etmeseydim neymiş hesabım!"

٢٧- يَا لَيْتَهَا كَانَتِ الْقَاضِيَةَ
27- Ya leyteha kanetil kadiyeh.

27- "Ah dilerdim onu kaza edilip bitmiş!"

٢٨- مَا أَغْنَى عَنِّي مَالِيهْ
28- Ma agna anni maliyeh.

28- "Ganimet sağlamadı bana malım!"

٢٩- هَلَكَ عَنِّي سُلْطَانِيهْ
29- Heleke anni sultaniyeh.

29- "Helak oldu benden sultanlığım!"

٣٠- خُذُوهُ فَغُلُّوهُ
30- Huzuhu fe gulluh.

30- "Alın onu! Sonra kelepçeleyin!"

٣١- ثُمَّ الْجَحِيمَ صَلُّوهُ
31- Summel cahime salluh.

31- "Sonra alevli ateşe tutuşturun onu!"

٣٢- ثُمَّ فِي سِلْسِلَةٍ ذَرْعُهَا سَبْعُونَ ذِرَاعًا فَاسْلُكُوهُ
32- Summe fi silsiletin zer'uha seb'une ziraan feslukuh.

32- "Sonra zincirleyin zirası yetmiş ziraya, peşinden koyun onu!"

٣٣- إِنَّهُ كَانَ لَا يُؤْمِنُ بِاللَّهِ الْعَظِيمِ
33- İnnehu kane la yu'minu billahil azim.

33- "Şüphesiz o emin olarak inanmıyor idi Allah'a, Aziym; büyük olana!"

٣٤- وَلَا يَحُضُّ عَلَى طَعَامِ الْمِسْكِينِ
34- Ve la yahuddu ala taamil miskin.

34- "Ve içlerine bir dürtü gelip de teşvik etmiyorlar idi yedirmeye yoksulu!"

٣٥- فَلَيْسَ لَهُ الْيَوْمَ هَاهُنَا حَمِيمٌ
35- Fe leyse lehul yevme hahuna hamim.

35- "Bu yüzden yoktur onun bugün burada sıcak dostu!"

٣٦- وَلَا طَعَامٌ إِلَّا مِنْ غِسْلِينٍ
36- Ve la taamun illa min gıslin.

36- "Ve yoktur yiyeceği sadece sıvı iltihaptır!"

٣٧- لَا يَأْكُلُهُ إِلَّا الْخَاطِؤُونَ
37- La ye'kuluhu illel hatiun.

37- "Yemez onu, sadece hatalılar!"

٣٨- فَلَا أُقْسِمُ بِمَا تُبْصِرُونَ
38- Fe la uksımu bima tubsırun.

38- Artık yok! Yemin ederim gördüklerinize!

٣٩- وَمَا لَا تُبْصِرُونَ
39- Ve ma la tubsırun.

39- Ve görmediklerinize!

٤٠- إِنَّهُ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَرِيمٍ
40- İnnehu le kavlu resulun kerimin.

40- Şüphesiz O elbette sözüdür Rasül'ü Keriym; kıymetli gönderilenin!

٤١- وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَاعِرٍ قَلِيلًا مَا تُؤْمِنُونَ
41- Ve ma huve bi kavli şairin, kalilin ma tu'minun.

41- Ve değildir O sözü bir şairin! Ne de az inanıyorsunuz!

٤٢- وَلَا بِقَوْلِ كَاهِنٍ قَلِيلًا مَا تَذَكَّرُونَ
42- Ve la bi kavli kahin, kalilen ma tezekkerun.

42- Ve değildir sözü bir kahinin! Ne de az düşünüp hatırlıyorsunuz!

٤٣- تَنزِيلٌ مِّن رَّبِّ الْعَالَمِينَ
43-Tenzilun min rabbil alemin.

43- İndirilmiştir Efendisin'den Alemlerin!

٤٤- وَلَوْ تَقَوَّلَ عَلَيْنَا بَعْضَ الْأَقَاوِيلِ
44- Ve lev tekavvele aleyna ba'dal ekavil.

44- Ve eğer ağzıyla deseydi Bize bazı deyişleri!

٤٥- لَأَخَذْنَا مِنْهُ بِالْيَمِينِ
45- Le ehazna minhu bil yemin.

45- Elbette Alırdık O'ndan sağ elini!

٤٦- ثُمَّ لَقَطَعْنَا مِنْهُ الْوَتِينَ
46- Summe le kata'na minhul vetin.

46- Sonra elbette Keserdik O'ndan aortunu!

٤٧- فَمَا مِنكُم مِّنْ أَحَدٍ عَنْهُ حَاجِزِينَ
47- Fe ma minkum min ehadin anhu hacizin.

47- Böylece sizden olmaz birisi ondan engelleyecek!

٤٨- وَإِنَّهُ لَتَذْكِرَةٌ لِّلْمُتَّقِينَ
48- Ve innehu le tezkiretun lil muttekin.

48- Ve şüphesiz O elbette bir hatırlatmadır emir-yasaklara saygıyla uyan müttakiler için!

٤٩- وَإِنَّا لَنَعْلَمُ أَنَّ مِنكُم مُّكَذِّبِينَ
49- Ve inna le na'lemu enne minkum mukezzibin.

49- Ve şüphesiz Biz elbette Biliriz sizden yalanlayıcıların olduğunu!

٥٠- وَإِنَّهُ لَحَسْرَةٌ عَلَى الْكَافِرِينَ
50- Ve innehu le hasretun alel kafirin.

50- Ve şüphesiz O elbette kaybedişin iç çekişidir üzerine kafirlerin!

٥١- وَإِنَّهُ لَحَقُّ الْيَقِينِ
51- Ve innehu le hakk'ul yakin.

51- Ve şüphesiz O elbette Hakk'ul Yakiyn; gönlü yatıştıran aklı ikna eden bir gerçektir!

٥٢- فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظِيمِ
52- Fe sebbıh bismi rabbikel azim.

52- Böylece an ismiyle Efendi'nin, büyüktür!








3 Nisan 2022 Pazar

77- Alak Denklemi -Mülk İkrası-

 








بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

Bismillahir rahmanir rahim.

İsmiyle Allah'ın Rahman'dır, Rahiym'dir.



 ١- تَبَارَكَ الَّذِي بِيَدِهِ الْمُلْكُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
1- Tebarekellezi bi yedihil mulku ve huve ala kulli şey'in kadir.

1- Tebarek; değerlidir O; -Eliyledir- mülk; sahiplik,yönetme ve O her şeyin üstünde Kaadir; üst akıl, güç sahibidir!

٢- الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ
2- Ellezi halakal mevte vel hayate li yebluvekum eyyukum ahsenu amela, ve huvel azizul gafur.

2- Ki O; yarattı ölmeyi ve hayatı -bela vermek için size; sınamak için sizi- hanginiz en güzel amel yapıyor! ve O; Aziz; en güçlü, Ğafur; bağışlayıcıdır!

٣- الَّذِي خَلَقَ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ طِبَاقًا مَّا تَرَى فِي خَلْقِ الرَّحْمَنِ مِن تَفَاوُتٍ فَارْجِعِ الْبَصَرَ هَلْ تَرَى مِن فُطُورٍ
3- Ellezi halaka seb'a semavatin tibaka, ma tera fi halkır rahmani min tefavut, ferciıl basara hel tera min futur.

3- Ki O; yarattı yedi göğü tabakalı! Görecek değilsiniz yaratışında Rahman'ın uygunsuzluktan! Haydi dönün bakın görebiliyor musunuz bir yarık?

٤- ثُمَّ ارْجِعِ الْبَصَرَ كَرَّتَيْنِ يَنقَلِبْ إِلَيْكَ الْبَصَرُ خَاسِأً وَهُوَ حَسِيرٌ
4- Summerciıl basara kerreteyni yenkalib ileykel basaru hasien ve huve hasir.

4- Sonra dönün bakın iki kere daha, galebe çalar size bakış sineye çekerek ve o kaybeder!

٥- وَلَقَدْ زَيَّنَّا السَّمَاء الدُّنْيَا بِمَصَابِيحَ وَجَعَلْنَاهَا رُجُومًا لِّلشَّيَاطِينِ وَأَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابَ السَّعِيرِ
5- Ve lekad zeyyennes semaed dunya bi mesabiha ve cealnaha rucumen liş şeyatini ve a'tedna lehum azabes sair.

5- Ve gerçekten Süsledik göğünü dünyanın lambalarla ve Yaptık onları taşlar -şeytanlar için- ve Hazırladık onlar için alevli işkenceyi!

٦- وَلِلَّذِينَ كَفَرُوا بِرَبِّهِمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ
6- Ve lillezine keferu bi rabbihim azabu cehennem, ve bi'sel masir.

6- Ve o inkar edenler için Efendilerini, -cehennem işkencesi- ve berbat bir varış!

٧- إِذَا أُلْقُوا فِيهَا سَمِعُوا لَهَا شَهِيقًا وَهِيَ تَفُورُ
7- İza ulku fiha semiu leha şehikan ve hiye tefur.

7- Ne zaman atıldıklarında -oraya- duyacaklar oranın soluk alışını ve o feveran ederken!

٨- تَكَادُ تَمَيَّزُ مِنَ الْغَيْظِ كُلَّمَا أُلْقِيَ فِيهَا فَوْجٌ سَأَلَهُمْ خَزَنَتُهَا أَلَمْ يَأْتِكُمْ نَذِيرٌ
8- Tekadu temeyyezu minel gayz, kullema ulkıye fiha fevcun seelehum hazenetuha e lem ye'tikum nezir.

8- Neredeyse çatlayacak öfkeden! Her defasında atılınca oraya bir bölük, soracak onlara bekçileri: "Gelmedi mi size bir uyarıcı?" 

٩- قَالُوا بَلَى قَدْ جَاءنَا نَذِيرٌ فَكَذَّبْنَا وَقُلْنَا مَا نَزَّلَ اللَّهُ مِن شَيْءٍ إِنْ أَنتُمْ إِلَّا فِي ضَلَالٍ كَبِيرٍ
9- Kalu bela kad caena nezirun fe kezzebna ve kulna ma nezzelallahu min şey'in entum illa fi dalalin kebir.

9- Diyecekler: "Evet! Aslında geldi bize bir uyarıcı ancak yalanladık ve dedik: İndirmedi Allah bir şey, siz değilsiniz, sadece büyük bir sapıklıktasınız!"

١٠- وَقَالُوا لَوْ كُنَّا نَسْمَعُ أَوْ نَعْقِلُ مَا كُنَّا فِي أَصْحَابِ السَّعِيرِ
10- Ve kalu lev kunna nesmeu ev na'kılu ma kunna fi ashabis sair.

10- Ve diyecekler: "Eğer olsa idik -duyanlar- ya da -aklı kullananlar- olacak değildik alevin yoldaşları!"

١١- فَاعْتَرَفُوا بِذَنبِهِمْ فَسُحْقًا لِّأَصْحَابِ السَّعِيرِ
11- Fa'terefu bi zenbihim, fe suhkan li ashabis sair.

11- Böylece itiraf edecekler günahlarını! Artık uzak olsun alevin yoldaşları!

١٢- إِنَّ الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُم بِالْغَيْبِ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ كَبِيرٌ
12- İnnellezine yahşevne rabbehum bil gaybi lehum magfiretun ve ecrun kebir.

12- Şüphesiz o saygıdolu korku duyanlar Efendilerine -kayb ile- onlar içindir mağfiret; bağışlanma ve büyük ücret!

١٣- وَأَسِرُّوا قَوْلَكُمْ أَوِ اجْهَرُوا بِهِ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ
13- Ve esirru kavlekum evicheru bih, innehu alimun bi zatis sudur.

13- Ve sırlıca deyin ya da açıktan onu! Şüphesiz O, Alim'dir, bilir özünü göğüslerin!

١٤- أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ
14- Ela ya'lemu men halak, ve huvel latiful habir.

14- Bilmez mi kim yarattıysa? ve O, Latif; ince ayrıntılı bilen, Habiyr; haberdar olandır!

١٥- هُوَ الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ ذَلُولًا فَامْشُوا فِي مَنَاكِبِهَا وَكُلُوا مِن رِّزْقِهِ وَإِلَيْهِ النُّشُورُ
15- Huvellezi ceale lekumul arda zelulen femşu fi menakibiha ve kulu min rızkıh, ve ileyhin nuşur.

15- O ki; yaptı sizin için yeri zelil, böylece yürüyün omuzlarında ve yeyin Rızkından! ve O'na dirilip yayılacaksınız!

١٦- أَأَمِنتُم مَّن فِي السَّمَاء أَن يَخْسِفَ بِكُمُ الأَرْضَ فَإِذَا هِيَ تَمُورُ
16- E emintum men fis semai en yahsife bikumul arda fe iza hiye temur.

16- Emin misiniz -Kimse gökte- batırmasından sizle yeri? Artık o zaman o çalkalanır!

١٧- أَمْ أَمِنتُم مَّن فِي السَّمَاء أَن يُرْسِلَ عَلَيْكُمْ حَاصِبًا فَسَتَعْلَمُونَ كَيْفَ نَذِيرِ
17- Em emintum men fis semai en yursile aleykum hasıba fe se ta'lemune keyfe nezir.

17- Ya da emin misiniz -Kimse gökte- göndermesinden size fırtına? Sonra bileceksiniz nasılmış Uyarım!

١٨- وَلَقَدْ كَذَّبَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ
18- Ve lekad kezzebellezine min kablihim fe keyfe kane nekir.

18- Ve gerçekten yalanladı o, onlardan öncekiler! sonra nasıl oldu İnkarım!

١٩- أَوَلَمْ يَرَوْا إِلَى الطَّيْرِ فَوْقَهُمْ صَافَّاتٍ وَيَقْبِضْنَ مَا يُمْسِكُهُنَّ إِلَّا الرَّحْمَنُ إِنَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ بَصِيرٌ
19- E ve lem yerev ilet tayri fevkahum saffatin ve yakbıdn, ma yumsikuhunne iller rahman, innehu bi kulli şey'in basir.

19- Görmezler mi kuşları üstlerinde sıralı ve yumulur-saçılır! Tutan yok onları, sadece Rahman! Şüphesiz O, her şeye Basiyr; görendir!

٢٠- أَمَّنْ هَذَا الَّذِي هُوَ جُندٌ لَّكُمْ يَنصُرُكُم مِّن دُونِ الرَّحْمَنِ إِنِ الْكَافِرُونَ إِلَّا فِي غُرُورٍ
20- Emmen hazellezi huve cundun lekum yensurukum min dunir rahman, inil kafirune illa fi gurur.

20- Kimdir bu! ki o ordu sizin için yardım eder size yanısıra Rahman'ın? Kafirler değildir, sadece aldanıştadır.

٢١- أَمَّنْ هَذَا الَّذِي يَرْزُقُكُمْ إِنْ أَمْسَكَ رِزْقَهُ بَل لَّجُّوا فِي عُتُوٍّ وَنُفُورٍ
21- Emmen hazellezi yerzukukum in emseke rızkah, bel leccu fi utuvvin ve nufur.

21- Kimdir Bu! ki rızıklandırır sizi, ya tutarsa rızkını? Aksine inatla devam ederler isyanda ve nefretle!

٢٢- أَفَمَن يَمْشِي مُكِبًّا عَلَى وَجْهِهِ أَهْدَى أَمَّن يَمْشِي سَوِيًّا عَلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ
22- E fe men yemşi mukibben ala vechihi ehda emmen yemşi seviyyen ala sıratın mustekim.

22- Artık kimse mi yürüyor düşmüş üstüne yüzünün daha doğru ya da kimse mi yürüyor seviyeli üstünde yolun dosdoğru?

٢٣- قُلْ هُوَ الَّذِي أَنشَأَكُمْ وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ قَلِيلًا مَّا تَشْكُرُونَ
23- Kul huvellezi enşeekum ve ceale lekumus sem'a vel ebsare vel ef'ideh, kalilen ma teşkurun.

23- De: "O ki inşa etti sizi ve yaptı sizin için duymayı ve görmeleri ve gönülleri! Ne az teşekkür ediyorsunuz!

٢٤- قُلْ هُوَ الَّذِي ذَرَأَكُمْ فِي الْأَرْضِ وَإِلَيْهِ تُحْشَرُونَ
24- Kul huvellezi zereekum fil ardı ve ileyhi tuhşerun.

24- De: "O ki zirai faaliyet icabı bulunup bitirendir sizi yerde ve O'na hasat edilip toplanacaksınız!

٢٥- وَيَقُولُونَ مَتَى هَذَا الْوَعْدُ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ
25- Ve yekulune meta hazel va'du in kuntum sadikin.

25- Ve derler: "Ne zamandır bu vaad, eğer doğru iseniz?" 

٢٦- قُلْ إِنَّمَا الْعِلْمُ عِندَ اللَّهِ وَإِنَّمَا أَنَا نَذِيرٌ مُّبِينٌ
26- Kul innemel ilmu indallahi ve innema ene nezirun mubin.

26- De: "Sadece ilmi yanındadır Allah'ın ve sadece ben apaçık bir uyarıcıyım!" 

٢٧- فَلَمَّا رَأَوْهُ زُلْفَةً سِيئَتْ وُجُوهُ الَّذِينَ كَفَرُوا وَقِيلَ هَذَا الَّذِي كُنتُم بِهِ تَدَّعُونَ
27- Fe lemma reevhu zulfeten siet vucuhullezine keferu ve kile hazellezi kuntum bihi teddeun.

27- Böylece ne zaman göreceklerinde onu yanaşırken kötüleşecek yüzleri o küfredenlerin ve denilecek: "Budur o sizin onu çağırdığınız!" 

٢٨- قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَهْلَكَنِيَ اللَّهُ وَمَن مَّعِيَ أَوْ رَحِمَنَا فَمَن يُجِيرُ الْكَافِرِينَ مِنْ عَذَابٍ أَلِيمٍ
28- Kul ereeytum in ehlekeniyallahu ve men maıye ev rahımena fe men yucirul kafirine min azabin elim.

28- De: "Gördünüz mü, eğer helak etse beni Allah ve kimse benimle beraber olanları ya da rahimiyetini gösterip huzuru yaşatsa bize, peşinden kim kollayabilir kafirleri acı verici işkenceden?"

٢٩- قُلْ هُوَ الرَّحْمَنُ آمَنَّا بِهِ وَعَلَيْهِ تَوَكَّلْنَا فَسَتَعْلَمُونَ مَنْ هُوَ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ
29- Kul huver rahmanu amenna bihi ve aleyhi tevekkelna, fe se ta'lemune men huve fi dalalin mubin.

29- De: "O Rahman; iyiliğin, merhametin özüdür, emin olarak inanıyoruz O'na ve O'na arkamızı yaslıyoruz. Böylece yakında bileceksiniz kimmiş o apaçık sapıklıkta olan!"

٣٠- قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَصْبَحَ مَاؤُكُمْ غَوْرًا فَمَن يَأْتِيكُم بِمَاء مَّعِينٍ
30- Kul e re'eytum in asbaha maukum gavren fe men ye'tikum bi main main.

30- De: "Gördünüz mü eğer oluverirse suyunuz çekilmiş, sonra kim getirebilir size suyu gözesinden?"







 


























 





29 Mart 2022 Salı

76- Alak Denklemi -Tur İkrası-

                


                                          



بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

Bismillahir rahmanir rahim.

İsmiyle Allah'ın Rahman'dır, Rahiym'dir.



 ١- وَالطُّورِ

1- Vet turi.

1- Ve Tur!

٢- وَكِتَابٍ مَّسْطُورٍ
2- Ve kitabin mesturin.

2- Ve Kitab'ın satırları!

٣- فِي رَقٍّ مَّنشُورٍ
3- Fi rakkın menşurin.

3- Parşömende neşredilmiş.

٤- وَالْبَيْتِ الْمَعْمُورِ
4- Vel beytil ma'muri.

4- Ve Beyt-i Mamur; imar edilen Ev!

٥- وَالسَّقْفِ الْمَرْفُوعِ
5- Ves sakfil merfui.

5- Ve tavan yükseltilmiş!

٦- وَالْبَحْرِ الْمَسْجُورِ
6- Vel bahril mescuri.

6- Ve deniz alevlendirilmiş!

٧- إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ لَوَاقِعٌ
7- İnne azabe rabbike le vakı'un.

7- Şüphesiz işkencesi Efendi'nin elbette vuku bulacaktır!

٨- مَا لَهُ مِن دَافِعٍ
8- Ma lehu min dafiin.

8- Yoktur -onun için- def ediciden!

٩- يَوْمَ تَمُورُ السَّمَاء مَوْرًا
9- Yevme temurus semau mevren.

9- O gün çalkalanır gök hızla toz olur gider!

١٠- وَتَسِيرُ الْجِبَالُ سَيْرًا
10- Ve tesirul cibalu seyra.

10- Ve seyre çıkar dağlar seyirle!

١١- فَوَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ
11- Fe veylun yevme izin lil mukezzibine.

11- Artık yazıklar olsun o izin günü Yalanlayanlara!

١٢- الَّذِينَ هُمْ فِي خَوْضٍ يَلْعَبُونَ
12- Ellezine hum fi havdın yel'abun.

12- Ki onlar dalışta oynuyorlar!

١٣- يَوْمَ يُدَعُّونَ إِلَى نَارِ جَهَنَّمَ دَعًّا
13- Yevme yude'une ila nari cehenneme de'a.

13- O gün itilirler ateşine cehennemin bir itişle!

١٤- هَذِهِ النَّارُ الَّتِي كُنتُم بِهَا تُكَذِّبُونَ
14- Hazihin narulleti kuntum biha tukezzibun.

14- Budur ateş ki siz onu yalanlıyor idiniz!

١٥- أَفَسِحْرٌ هَذَا أَمْ أَنتُمْ لَا تُبْصِرُونَ
15- E fe sihrun haza em entum la tubsirun.

15- Şimdi büyü müdür bu yoksa siz görmüyor musunuz?

١٦- اصْلَوْهَا فَاصْبِرُوا أَوْ لَا تَصْبِرُوا سَوَاء عَلَيْكُمْ إِنَّمَا تُجْزَوْنَ مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
16- Islevha fasbiru ev la tasbiru sevaun aleykum, innema tuczevne ma kuntum ta'melun.

16- Tutuşun onda! Sonra sabırla dayanın veya sabırsız olun aynı seviyededir size! Sadece cezalandırıldınız yapmış olduğunuz amellerinizden!

١٧- إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَنَعِيمٍ
17- İnnel muttekine fi cennatin ve naimin.

17- Şüphesiz saygıyla emirlere uyanlar -bahçelerde ve nimetlerdedirler-

١٨- فَاكِهِينَ بِمَا آتَاهُمْ رَبُّهُمْ وَوَقَاهُمْ رَبُّهُمْ عَذَابَ الْجَحِيمِ
18- Fakihine bi ma atahum rabbuhum, ve vekahum rabbuhum azabel cahim.

18- Eğlenirler neyi verdiyse onlara Efendileri ve korumuştur onları Efendileri işkencesinden alevli ateşin!

١٩- كُلُوا وَاشْرَبُوا هَنِيئًا بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
19- Kulu veşrebu henien bi ma kuntum ta'melune.

19- Yeyin ve için afiyetle -yapmış olduğunuz amellerinizden ötürü-

٢٠- مُتَّكِئِينَ عَلَى سُرُرٍ مَّصْفُوفَةٍ وَزَوَّجْنَاهُم بِحُورٍ عِينٍ
20- Muttekiine ala sururin masfufeh, ve zevvecnahum bi hurin inin.

20- Yaslanırlar kanepelerde dizilice ve eşlendireceğiz onları güzel gözlü hurilerle!

٢١- وَالَّذِينَ آمَنُوا وَاتَّبَعَتْهُمْ ذُرِّيَّتُهُم بِإِيمَانٍ أَلْحَقْنَا بِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَمَا أَلَتْنَاهُم مِّنْ عَمَلِهِم مِّن شَيْءٍ كُلُّ امْرِئٍ بِمَا كَسَبَ رَهِينٌ
21- Vellezine amenu vettebeathum zurriyyetuhum bi imanin elhakna bihim zurriyyetehum ve ma eletnahum min amelihim min şey'in, kullumriin bi ma kesebe rehinun.

21- Ve o emin olarak inananlar ve tabi olanlar onlara -soylarından imanla- ilhak edeceğiz onları soylarına ve eksiltmeyeceğiz onların amellerinden bir şey. Her kişi kazandığına rehindir!

٢٢- وَأَمْدَدْنَاهُم بِفَاكِهَةٍ وَلَحْمٍ مِّمَّا يَشْتَهُونَ
22- Ve emdednahum bi fakihetin ve lahmin mimma yeştehun.

22- Ve imdat eyleriz onlara meyvelerle ve etle neyde iştah duyarsalar!

٢٣- يَتَنَازَعُونَ فِيهَا كَأْسًا لَّا لَغْوٌ فِيهَا وَلَا تَأْثِيمٌ
23- Yetenazeune fiha ke'sen la lagvun fiha ve la te'simun.

23- Çekip alırlar orada bir kase, gereksiz söz yoktur orada ve günah işlemek yoktur!

٢٤- وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ غِلْمَانٌ لَّهُمْ كَأَنَّهُمْ لُؤْلُؤٌ مَّكْنُونٌ
24- Ve yetufu aleyhim gılmanun lehum ke ennehum lu'luun meknunun.

24- Ve tavaf eder onları gılmanlar, onlar için sanki onlar saklanmış inciler!

٢٥- وَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ يَتَسَاءلُونَ
25- Ve akbele ba'duhum ala ba'dın yetesaelun.

25- Ve karşılıklıca bazıları bazılarına sorarlar.

٢٦- قَالُوا إِنَّا كُنَّا قَبْلُ فِي أَهْلِنَا مُشْفِقِينَ
26- Kalu inna kunna kablu fi ehlina muşfikin.

26- Derler: "Şüphesiz biz, olmuş idik önceden ehlimizde ürperenler."

٢٧- فَمَنَّ اللَّهُ عَلَيْنَا وَوَقَانَا عَذَابَ السَّمُومِ
27- Fe mennallahu aleyna ve vekana azabes semum.

27- "Böylece nimete boğdu Allah bizi ve korudu bizi iliklere işleyen zehirleyici ateş radyasyon işkencesinden!"

٢٨- إِنَّا كُنَّا مِن قَبْلُ نَدْعُوهُ إِنَّهُ هُوَ الْبَرُّ الرَّحِيمُ
28- İnna kunna min kablu ned'uh, innehu huvel berrur rahim.

28- "Şüphesiz Biz, olmuş idik önceden dua edip çağıran O'na! Şüphesiz O var ya O, Berr; iyi,güzel,hayırlıdır, Rahiym; özünde merhametlidir!"

٢٩- فَذَكِّرْ فَمَا أَنتَ بِنِعْمَتِ رَبِّكَ بِكَاهِنٍ وَلَا مَجْنُونٍ
29- Fe zekkir fe ma ente bi ni'meti rabbike bi kahinin ve la mecnun.

29- Artık hatırlat! Ki değilsin Sen nimetiyle Efendi'nin bir kahin; geçmiş-gelecekten haber veren ve mecnun; cinlenmiş, aklını kaybetmiş değilsin!

٣٠- أَمْ يَقُولُونَ شَاعِرٌ نَّتَرَبَّصُ بِهِ رَيْبَ الْمَنُونِ
30- Em yekulune şairun neterabbesu bihi reybel menuni.

30- Ya da diyorlar: "Bir şair; uydurup okuyandır, gözetliyoruz O'nu, nimetlerin kesilmesi şüphesiyle!"

٣١- قُلْ تَرَبَّصُوا فَإِنِّي مَعَكُم مِّنَ الْمُتَرَبِّصِينَ
31- Kul terabbesu fe inni meakum minel muterabbisin.

31- De: "Gözetleyin, bilin ki şüphesiz Ben de sizinle beraber gözetleyenlerdenim!"

٣٢- أَمْ تَأْمُرُهُمْ أَحْلَامُهُم بِهَذَا أَمْ هُمْ قَوْمٌ طَاغُونَ
32- Em te'muruhum ahlamuhum bi haza em hum kavmun tagun.

32- Ya da emrediyor onlara rüyaları bunu ya da onlar azgın bir halktır!

٣٣- أَمْ يَقُولُونَ تَقَوَّلَهُ بَل لَّا يُؤْمِنُونَ
33- Em yekulune tekavveleh, bel la yu'minun.

33-Ya da diyorlar: "ağzıyla diyor onu!" Aksine inanmıyorlar!

٣٤- فَلْيَأْتُوا بِحَدِيثٍ مِّثْلِهِ إِن كَانُوا صَادِقِينَ
34- Fel ye'tu bi hadisin mislihi in kanu sadikin.

34- Öyleyse getirsinler -O'nun misli bir hadisi- eğer doğru iseler!

٣٥- أَمْ خُلِقُوا مِنْ غَيْرِ شَيْءٍ أَمْ هُمُ الْخَالِقُونَ
35- Em huliku min gayri şey'in em humul halikun.

35- Ya da yaratıldılar -şeyy olmadan- ya da onlar yaratanlardır!

٣٦- أَمْ خَلَقُوا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بَل لَّا يُوقِنُونَ
36- Em halakus semavati vel ard, bel la yukınun.

36- Ya da yarattılar gökleri ve yeri! Aksine gönülleri yatışmış akılları ikna olmuş değildir!

٣٧- أَمْ عِندَهُمْ خَزَائِنُ رَبِّكَ أَمْ هُمُ الْمُصَيْطِرُونَ
37- Em indehum hazainu rabbike em humul musaytırun.

37- Ya da yanlarındadır hazineleri Efendi'nin ya da onlar denetmenler!

٣٨- أَمْ لَهُمْ سُلَّمٌ يَسْتَمِعُونَ فِيهِ فَلْيَأْتِ مُسْتَمِعُهُم بِسُلْطَانٍ مُّبِينٍ
38- Em lehum sullemun yestemiune fih, fel ye'ti mustemiuhum bi sultanin mubin.

38- Ya da onların merdiveni var da kulak veriyorlar -orada-? Öyleyse getirsinler kulak verenleri -açık bir sultanla-

٣٩- أَمْ لَهُ الْبَنَاتُ وَلَكُمُ الْبَنُونَ
39- Em le hul benatu ve le kumul benun.

39- Ya da O'nun için kızlar da ve sizin için oğullar?

٤٠- أَمْ تَسْأَلُهُمْ أَجْرًا فَهُم مِّن مَّغْرَمٍ مُّثْقَلُونَ
40- Em tes'eluhum ecren fe hum min magremin muskalun.

40- Ya da soruyorsun onlara bir ücret de onlar borcun altında eziliyorlar?

٤١- أَمْ عِندَهُمُ الْغَيْبُ فَهُمْ يَكْتُبُونَ
41- Em indehumul gaybu fe hum yektubun.

41- Ya da yanlarındadır -Kayb- da onlar yazıyorlar?

٤٢- أَمْ يُرِيدُونَ كَيْدًا فَالَّذِينَ كَفَرُوا هُمُ الْمَكِيدُونَ
42- Em yuridune keyda, fellezine keferu humul mekidun.

42- Ya da istiyorlar tuzak kurmayı? Bilinsin ki o inkarcılar; onlar tuzaktadırlar!

٤٣- أَمْ لَهُمْ إِلَهٌ غَيْرُ اللَّهِ سُبْحَانَ اللَّهِ عَمَّا يُشْرِكُونَ
43- Em lehum ilahun gayrullah, subhanallahi amma yuşrikun.

43- Ya da onlar için ilah var gayrısında Allah'ın? Subhan; şanı yüce olup övgüyle anılan Allah beridir ortak koşup yamandırdıklarından!

٤٤- وَإِن يَرَوْا كِسْفًا مِّنَ السَّمَاء سَاقِطًا يَقُولُوا سَحَابٌ مَّرْكُومٌ
44- Ve in yerev kisfen mines semai sakıtan yekulu sehabun merkum.

44- Ve eğer görseler bir parça gökten düşerken, diyecekler: "Bulutlar birikmiş!"

٤٥- فَذَرْهُمْ حَتَّى يُلَاقُوا يَوْمَهُمُ الَّذِي فِيهِ يُصْعَقُونَ
45- Fe zerhum hatta yulaku yevmehumullezi fihi yus'akune.

45- Artık bırak onları -buluşuncaya değin günlerine- ki -onda- yere yığılacaklar!

٤٦- يَوْمَ لَا يُغْنِي عَنْهُمْ كَيْدُهُمْ شَيْئًا وَلَا هُمْ يُنصَرُونَ
46- Yevme la yugni anhum keyduhum şey'en ve la hum yunsarun.

46- O gün fayda etmez onlara tuzakları bir şeye ve yardım da görmezler!

٤٧- وَإِنَّ لِلَّذِينَ ظَلَمُوا عَذَابًا دُونَ ذَلِكَ وَلَكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ
47- Ve inne lillezine zalemu azaben dune zalike ve lakinne ekserehum la ya'lemun.

47- Ve şüphesiz o yanlış yapan zalimler içindir işkence -bunun yanında- ve ama çoğusu onların bilmezler!

٤٨- وَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ فَإِنَّكَ بِأَعْيُنِنَا وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ حِينَ تَقُومُ
48- Vasbir li hukmi rabbike fe inneke bi a'yunina, ve sebbih bi hamdi rabbike hine tekumu.

48- Ve hedefe kilitlenerek kararlı bir şekilde dayan -hükmü için Efendi'nin- peşinden şüphesiz Sen -Gözlerimizlesin- ve an övgüyle Efendini kalktığın vakit!

٤٩- وَمِنَ اللَّيْلِ فَسَبِّحْهُ وَإِدْبَارَ النُّجُومِ
49- Ve minel leyli fe sebbihhu ve idbaren nucumi.

49- Ve geceden de an O'nu ve arkasından yıldızların!