16 Ağustos 2011 Salı

33- Alak Denkleminde Suret'ul Mürselat İkrası









بسم الله الرحمن الرحيم
B ismi Allah Rahman’dır, Rahim’dir


١- وَالْمُرْسَلَاتِ عُرْفًا
1- Andolsun gönderilenlere ard arda,

٢- فَالْعَاصِفَاتِ عَصْفًا
2- Sonra esip estirenlere,

٣- وَالنَّاشِرَاتِ نَشْرًا
3- Ve neşredib yayanlara,

٤- فَالْفَارِقَاتِ فَرْقًا
4- Sonra ayırıp ayıranlara,

٥- فَالْمُلْقِيَاتِ ذِكْرًا
5- Sonra ilka edenlere zikri,

( İlka edenlere (mulkiyat); burada RasülAllah'a vahyi ilka eden melekler kastedilmekle beraber, vahyin beşerin vicdanına ilka etmesi veyahut bir beşerin vahyi insanların zihnine,bilincine ilka ettimesi de olabilir.)

٦- عُذْرًا أَوْ نُذْرًا
6- Özür veya nezir olarak,

( nezir;uyarı.)

٧- إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَاقِعٌ
7- Muhakkak ki size vaad olunan vuku bulacaktır.

٨- فَإِذَا النُّجُومُ طُمِسَتْ
8- Ne zaman ki yıldızlar silindi,

٩- وَإِذَا السَّمَاء فُرِجَتْ
9- Ve ne zaman ki gökyüzü yarıldı.

١٠- وَإِذَا الْجِبَالُ نُسِفَتْ
10- Ne zaman ki dağlar savruldu,

١١- وَإِذَا الرُّسُلُ أُقِّتَتْ
11- Ne zaman ki Rasüller vakte bağlandı,

( Bu kelime "ukkitet" asıl itibariyle "tevkît" kökünden türetilmiş olup aslı dir. Yani "peygamberlerin bekleye durdukları ve ümmetlerine karşı şehadet edecekleri vakit ve vaad edilen güne erdirildikleri zaman, ki bu kıyamet günüdür." )

١٢- لِأَيِّ يَوْمٍ أُجِّلَتْ
12- Hangi güne ertlendi?

١٣- لِيَوْمِ الْفَصْلِ
13- Fasıl gününe.

١٤- وَمَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الْفَصْلِ
14- Nerden bileceksin nedir Fasıl Günü?

(Fasıl Günü;iyi ile kötünün,Hak ile Batılın kesin hükme bağlanıp kopartılacağı gündür..)

١٥- وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
15- Vay haline o gün yalanlayanların!

١٦- أَلَمْ نُهْلِكِ الْأَوَّلِينَ
16- Helak etmedik mi evvelkileri?

١٧- ثُمَّ نُتْبِعُهُمُ الْآخِرِينَ
17- Sonra, onlara tabi olan sonrakileri de,

١٨- كَذَلِكَ نَفْعَلُ بِالْمُجْرِمِينَ
18- İşte böyle yaparız mücrimlere.

(Mücrim;suçlu, günahkâr, günah işleyen, haddi aşan kimse.)

١٩- وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
19- Vay haline o gün yalanlayanların!

٢٠- أَلَمْ نَخْلُقكُّم مِّن مَّاء مَّهِينٍ
20- Sizi yaratmadık mı adi bir sudan?

٢١- فَجَعَلْنَاهُ فِي قَرَارٍ مَّكِينٍ
21- Onu kılmadık mı sağlam bir kararda?

٢٢- إِلَى قَدَرٍ مَّعْلُومٍ
22- Malum bir kadere kadar.

٢٣- فَقَدَرْنَا فَنِعْمَ الْقَادِرُونَ
23- Böylece takdir ettik.Ne güzel takdir edeniz!

٢٤- وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
24- Vay haline o gün yalanlayanların!



٢٥- أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ كِفَاتًا
25- Kılmadık mı yeryüzünü toplanma yeri ?

٢٦- أَحْيَاء وَأَمْوَاتًا
26- Dirilere ve ölülere.

٢٧- وَجَعَلْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ شَامِخَاتٍ وَأَسْقَيْنَاكُم مَّاء فُرَاتًا
27- Kıldık onda sabit dağlar yüksekçe,ve verdik size tatlı bir su.

٢٨- وَيْلٌ يوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
28- Vay haline o gün yalanlayanların!

٢٩- انطَلِقُوا إِلَى مَا كُنتُم بِهِ تُكَذِّبُونَ
29- Gidin! Yalanlayıp durduğunuz şeye!

٣٠- انطَلِقُوا إِلَى ظِلٍّ ذِي ثَلَاثِ شُعَبٍ
30- Gidin gölgesine! Üç şubeliye..

(Hristiyanların inandığı teslis - üçleme; Allâh - Ruh-ül Kuds ve Oğlu inancı kurtarsın bakalım sizi, anlamında!..‎Ahmed Hulusi
3 şubeye gidin bakalım madem o kadar inatçısınız;gidin 3 çatala; "Allâh - Ruh-ül Kuds ve Oğlu" akidesine,gerisin geriye gidin..Muhakkak ki burnunuzdan damgalnıp Rabbinizin huzurunda perçeminizden yakalanıp, Fasıl Günü'nde ayrılacaksınız...
Allah ile kul arasına,Kuran ile kul arasına kimseyi sokmayın...Şubeler açmayın,çatallar oluşturmayın...)

٣١- لَا ظَلِيلٍ وَلَا يُغْنِي مِنَ اللَّهَبِ
31- Ne gölgelendirir ne de kurtarır alevden!

٣٢- إِنَّهَا تَرْمِي بِشَرَرٍ كَالْقَصْرِ
32- Muhakkak ki o, fırlatacak kıvılcımlar kale gibi.

٣٣- كَأَنَّهُ جِمَالَتٌ صُفْرٌ
33- Sanki onlar sarı develerdir.

٣٤- وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
34- Vay haline o gün yalanlayanların!

٣٥- هَذَا يَوْمُ لَا يَنطِقُونَ
35- Bu,konuşamayacakları gündür.

٣٦- وَلَا يُؤْذَنُ لَهُمْ فَيَعْتَذِرُونَ
36- İzin verilmez onlara ki özür dilesinler.

٣٧- وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
37-Vay haline o gün yalanlayanların!

٣٨- هَذَا يَوْمُ الْفَصْلِ جَمَعْنَاكُمْ وَالْأَوَّلِينَ
38- Bu Fasıl Günü'dür,topladık sizi ve evvelkileri.

( Fasıl Günü;iyi ile kötünün,Hak ile Batılın kesin hükme bağlanıp kopartılacağı gündür..)

٣٩- فَإِن كَانَ لَكُمْ كَيْدٌ فَكِيدُونِ
39- Haydi, varsa bir hileniz, tuzak kurun!

٤٠- وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
40- Vay haline o gün yalanlayanların!

٤١- إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي ظِلَالٍ وَعُيُونٍ
41- Muhakkak ki müttakiler gölgelerde ve pınarbaşlarındadır.

٤٢- وَفَوَاكِهَ مِمَّا يَشْتَهُونَ
42- Ve meyveler, iştah kabartan şeyler.

٤٣- كُلُوا وَاشْرَبُوا هَنِيئًا بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
43- Yiyin,için afiyetle,yaptıklarınızdan dolayı.

٤٤- إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنينَ
44- Biz böyle karşılarız muhsinleri.

(Muhsin;iyilik eden, iyi davranan, iyi ameller işleyen ve yaptığını iyi yapan kimse.)

٤٥- وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
45- Vay haline o gün yalanlayanların!

٤٦- كُلُوا وَتَمَتَّعُوا قَلِيلًا إِنَّكُم مُّجْرِمُونَ
46- Yiyin faydalanın biraz, muhakkak ki siz mücrimlersiniz.

٤٧- وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
47- Vay haline o gün yalanlayanların!

٤٨- وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ارْكَعُوا لَا يَرْكَعُونَ
48- Ne zaman ki denilir onlara;"Rüku edin!" rüku etmezler.

٤٩- وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
49- Vay haline o gün yalanlayanların!

٥٠- فَبِأَيِّ حَدِيثٍ بَعْدَهُ يُؤْمِنُونَ
50- Artık hangi söze, bundan sonra inanacaklar ?

صدق الله العظيم
Allah sözüne sadıktır ve Yücedir.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder